Malatya sadece kayısıyla değil film festivaliyle de anılmalı

Haberin Devamı

15-21 Kasım tarihleri arasında bu yıl 4’üncüsü düzenlenen Malatya Uluslararası Film Festivali’ne ilk kez katıldım. Açıkçası festivalden beklentim çok yüksek değildi. Özellikle bu sene Antalya Film Festivali’nde yarışan filmleri izledikten sonra yine mutsuz döneceğimi zannediyordum. Ne mutlu ki, beklediğim gibi olmadı. Kendimi gerçekten festival ruhuna bıraktım. Basın mensupları, film ekipleri ve jüri aynı otelde kaldık. Bu da festivalin anlamına yakıştı. Festivalde güzel filmler izlemek dışında, ekiplerle tanıştık. Uluslararası yarışma filmlerinin ekipleriyle kaynaştık. Bunu ne yazık ki, daha büyük festivallerde gerçekleştiremiyoruz. Basın ve film ekiplerinin otelleri arasında kilometreler oluyor. Bu da festivalin ruhuna uymuyor. Akşamları düzenlenen yemekler ve partilerde de eğlendik. Settar Tanrıöğen bağlama, Filistin yapımı Omar filminin oyuncusu Samer Bisharat ud çalarak kulaklarımızın pasını sildi. Malatya Park’ta sergilenen Kemal Sunal kıyafet ve aksesuar sergisi görülmeye değerdi. Bu arada Malatya’ya kadar gitmişken Nemrut’a da gündoğumunu izlemeye gittik. Soğuktan donduk ama müthiş bir ana tanıklık ettik. Festivalde Suriyeli mülteci kampına da bir gezi düzenlendi ve film gösterimi yapıldı.

Ödüller Yozgat Blues’a gitti

Bu yıl ulusal yarışma filmleri Eve Dönüş Sarıkamış 1915, Yarım Kalan Mucize, Üç Yol, Lal, Yozgat Blues, Gözümün Nuru, Saroyan Ülkesi, Karnaval ve Kusursuzlar’dı. Jüride Tunç Başaran, Settar Tanrıöğen, Kenan Işık, Sevin Okyay ve Canan Tan vardı. Bence işleri zordu. Çünkü güzel filmler izledik. Benim ilk üçüm; Kusursuzlar, Yozgat Blues ve Karnaval’dı. Gözümün Nuru’nu da çok beğendim. Festivalin uluslararası film seçkisi de görülmeye değerdi. Kapanış töreninde "Bu gece söz sinemanın” diyen Malatya Valisi ve Festival Onursal Başkanı Sayın Vasip Şahin’in konuşma yapmama kararı alması salonda dakikalarca alkışlandı. Protokol konuşması yapılmayınca ödül töreni akıcı bir şekilde gerçekleşti. İlk defa sıkılmadan bir tören izledim. Birsen Tezer’in sahne alması ise benim için sürpriz oldu. Çok sevdiğim sesi bir de Malatya’da dinledim. Gecede Yozgat Blues en iyi film ve Siyad ödüllerini aldı. Mahmut Fazıl Coşkun en iyi yönetmen oldu. Yozgat Blues, 6 Aralık’ta vizyona giriyor. Mutlaka izleyin derim. Eve Dönüş Sarıkamış 1915, Kemal Sunal halk jürisi ödülünün sahibi oldu. Görüntü yönetmeni Hayk Kirakosyan jüri özel ödülü aldı. Serdar Orçin filmdeki muhteşem oyunculuğuyla en iyi erkek oyuncu ödülüne layık görüldü. İpek Türktan Kaynak, Kusursuzlar’daki performansıyla sonuna kadar hak ederek en iyi kadın oyuncu oldu. En iyi senaryo ödülü Saroyan Ülkesi’ne gitti. Saroyan Ülkesi, izlenmesi gereken bir kurmaca belgesel ama sinema filmi değildi. O nedenle sadece senaryo ödülü beni şaşırttı.

Karnaval tekrar vizyona girmeli

Gözümün Nuru’nda yönetmen Melik Saraçoğlu, kendi hikâyesini yani yönetmen olmak isteyen birinin kör kalmakla imtihanını hiç ajite etmeden çok samimi bir dille anlatmış. Film vizyonda sadece bir hafta kalabildi. Keşke Benim Dünyam gibi bu filme de daha fazla ilgi gösterilseydi. Karnaval’ın hiç ödül alamamasına şaşırdım. Can Kılcıoğlu’nun yönetmenliğini üstlendiği Karnaval’da Serdar Orçin ve Tülin Özen başrolleri paylaşıyor. Derdini açıkça anlatan, mizahı dozunda tertemiz bir bir iş Karnaval. Fakat o da vizyonda seyirci bulamayanlardan… Keşke tekrar vizyona girse ve izlense. Malatya’da bir hafta dolu dolu geçti. Bu yıl ki, film seçkisiyle gelecekte ülkenin önemli sanat etkinliği olacağını kanıtladı. Ama iki önerim var. Öncelikle törenin yapıldığı Malatya Kültür ve Kongre Merkezi çok küçük, oraya büyük bir salon yapılmalı. İkincisi halkın daha fazla ünlü isimle kaynaşması gerekiyor. Böylece hem halkın hem de medyanın Malatya Uluslararası Film Festivali’ne ilgisi artar ve Malatya sadece kayısıyla değil, sanatla da anılır.

DİĞER YENİ YAZILAR