Ercan Kesal oynamıyor yaşatıyor

Haberin Devamı

Son yıllarda en çok etkilendiğim oyunculardan biri Ercan Kesal. Aslında ona sadece oyuncu demek yanlış olur. O doktor, yazar, oyuncu… Kesal’la eşi Nazan Kesal’la röportaj yapmak için evlerine gittiğimde tanışmıştım. Hastaneden döndükten sonra o da sohbetimize katılmış ve bir şeyler yazdığından bahsetmişti. Açıkçası kısa bir süre sonra bu kadar hayranlığımı kazanacak bir yazar olacağını tahmin edememiştim. Önce Bir Zamanlar Anadolu filminin senaryosunu yazdı, ardından köşe yazıları geldi. Kendimi her hafta Ercan Kesal okumak için beklerken buldum. Önce yazarlığıyla biz okuyucuları tavladı. Ardından oyunculuğa el attı. Aslında birkaç filmde rol almıştı ama oyunculuk konusunda iddiası yoktu. Bir Zamanlar Anadolu’yla Türk sinemasının en çok aranan oyuncusu haline geldi. Her yıl iki filmde rol alıyor. Şu anda Malatya Film Festivali’ndeyim ve dün Mahmut Fazıl Coşkun’un Yozgat Blues filmini seyrettim. Ercan Kesal, filmde Yavuz karakterine hayat veriyor. Filmden çıktığımda Kesal’a bir kez daha hayran oldum. İnanılmaz gerçek bir oyunculuğu var, bir an bile başkası olduğuna inanmıyorsunuz. Film, 6 Aralık’ta vizyona giriyor. Bence bu yıl izlenmesi gereken filmler listenizde yer almalı. Ercan Kesal’ın Peri Gazozu kitabını okuduktan sonra “Bu kitabı okumuyorsunuz, seyrediyorsunuz” demiştim. Filmden çıktıktan sonra sizin de “Ercan Kesal oynamıyor, yaşatıyor” diyeceğinize eminim.

Karadayı’ya Turgut veda etti

Birkaç ay önce Karadayı dizisinin senaryosunun kabak tadı verdiğini yazmıştım. Ama artık mutluyum. Pazartesi akşamı ekrana gelen bölümünde dizi hızlanmaya başladı. Artık olaylar çözülme yolunda gidiyor. Turgut ise artık yolun sonuna geldi. Finaldeki uçurumdan yuvarlanma sahnesiyse nefes kesti. Eğer o kaza hayal ürünü değilse, Turgut’un kurtulması mümkün değil. Dizinin kötü adamı Karadayı’ya veda etti. Bence Karadayı’nın en iyi karakterlerinden biriydi. Yurdaer Okur, şahane bir savcı Turgut karakteri çizdi. Onu hepimizin “Cancağızım” derken hatırlayacağına eminim. Fakat bu ölüm, Feride ve Mahir’i daha büyük bir çıkmaza sokacak. Haftaya neler olacağını şimdiden merak ediyorum.

Kahramanımı kaybettim

13 sayısının uğursuzluğuna artık inanmaya başladım. Bu sene iş, sanat, edebiyat ve spor dünyasından o kadar güzel ismi kaybettik ki, artık bu yıl bitsin derken buldum kendimi. Önce Metin Kaçan’ın acı haberi geldi. Onu Mehmet Ali Birand, Metin Serezli, Burhan Doğançay, Macide Tanır, Tekin Akmansoy, Müslüm Gürses, Savaş Akova, Toktamış Ateş, Ahmet Mete Işıkara, Alev Sururi, Ferdi Özbeğen, Şenay Yüzbaşıoğlu, İbrahim Yazıcı, Gül Yalaz, Cemal Saltık, Asım Kocabıyık, İsmet Kür, İsmet Hürmüzlü, Öke Aydemir, Tuncel Kurtiz, Tomris Oğuzalp, Savaş Ay ve Aytunç Altındal takip etti. Önceki akşam da Türk tiyatrosunun en önemli isimlerinden Nejat Uygur’u kaybettiğimiz haberi geldi. Bir süredir hastaydı ama hep iyileşeceğine inanmıştım. Nasıl inanmayayım ki, ben tiyatroyu Nejat Uygur sayesinde sevmiştim. Sahnede devleşen, yüzümü güldüren ve beni hayal kurmaya teşvik eden kahramanımdı o. Mekânı cennet olsunUygur’un… Ben onu hep gülümseyen yüzüyle hatırlayacağım.

DİĞER YENİ YAZILAR