Eski Hikâye yeni bir hikâyeye dönüşür mü?

Haberin Devamı

TRT 1’in yeni dizisi Eski Hikâye, çarşamba akşamı ilk bölümüyle ekrana geldi. Dizinin ilk bölümü “Bir küçük dünya, bir büyük mesele” adıyla yayınlandı. Eski Hikâye, adından da anlaşılacağı gibi eski ve klişe bir hikâye… Ezel ve İntikam dizileri gibi bir intikam hikâyesi etrafında yaşanıyor. Bana sorarsanız izlediğimiz her şey klişe ama bunu nasıl ekrana taşıdıkları önemli. Eski Hikâye’yi önce senaryo açısından irdeleyelim. Levent Cantek imzalı senaryonun diyalogları kesinlikle etkileyiciydi. Ancak en büyük sorun olay örgüsündeydi. Dizi neredeyse bir saat gereksiz sahneler peşinde koştu. Ekran karşısında “Hadi şimdi olaya gir” diyerek bekledim. Finale yaklaşan dilimde biraz hızlansa da, ilk bölüm zayıf olmuştu. Fakat ilerleyen bölümlerde iyi bir senaryoya dönüşeceğinin sinyalini verdi. Açıkçası ben Eski Hikâye’yi izlerim. Bence senaryonun en büyük avantajı bir intikam hikâyesi dışında güzel bir mahalle öyküsü sunmasıydı. Ayrıca her karakterin kendine has bir üslubunun olması da dikkat çekti. Bu işe zenginlik katmıştı. Ama keşke aşka daha erken girselerdi. Görüntü yönetmeni Ahmet Bayer ve yönetmen Bahadır İnce’nin ellerine sağlık… Bize ışığıyla, oyuncu motivasyonuyla, kadrajıyla inandırıcı bir dünya kurmuşlar. Bolahenk imzalı müzikleri de beğendim.

Babaanneye bayıldım

Dizinin başrol oyuncusu Buğra Gülsoy. İlk kez Unutulmaz dizisinde izlediğimden beri çok daha iyi yerlere geleceğine adım kadar emin olduğum bir isim. Gülsoy, hem sinema ve televizyonda hem de tiyatroda üretmekten bir an olsun vazgeçmeyen bir isim. Son olarak Kuzey Güney’de rol aldı. Eski Hikâye’de karşımıza bambaşka bir Mete olarak çıktı. Bana kalırsa o hiç kendisini tekrar etmiyor. Mete karakteri Güney’den çok farklıydı. Fakat aynı şeyi Murat Daltaban için söyleyemeyeceğim. Neredeyse ekrandaki tüm kötü iş çeviren adam rollerinde onu izliyoruz. Ne yazık ki, o da bu rolleri hep aynı biçimde oynuyor. Murat Boztepeli’de onu izlerken “Ne de olsa televizyona iş yapıyoruz. Üzerine fazla bir şey koymaya gerek yok” duygusunu fazlasıyla hissettim. Funda Eryiğit, beklentimin çok üzerinde bir performansla karşımızdaydı. Buğra Gülsoy’la da iyi partner olmuşlar. Osman Alkaş’ı ilk kez Derviş Zaim’in Gölgeler ve Suretler filminde izledim, sonra da Öyle Bir Geçer Zaman ki’de oynadı. Kıbrıslı bir tiyatrocu. Alkaş canlandırdığı karaktere o kadar bürünüyor ki, ona inanmaktan başka şansınız kalmıyor. Bu kez muhafazakar baba Sadri karakteriyle sinirlerimizi bozmayı başardı. Uraz Kaygılaroğlu, Harem ve Pis Yedili’den sonra bakkal Ömer karakteriyle dramada karşımızda… Ama rolünün altından kalkmıştı. Benim favori karakterim babaanne oldu. Ferda Işıl’ın yanına ışınlanıp onunla sohbet etmek istedim. O kadar gerçekçi bir yorumdu. Tabii ki, Tuğçe Kumral, Sermet Yeşil ve Diren Polatoğulları’nı da es geçemem. İkisi de çok başarılıydı.

Figürasyon zayıftı

Dizide beni rahatsız eden iki karakter oldu. Taksiciye hayat veren Sinan Demirer, komik olmak için fazla çaba harcamıştı. Biraz daha doğal olsa ortaya şahane bir mahalle hayatı çıkabilirdi. Damla Debre, zengin bir kızı oynamasına rağmen fiziksel olarak fazla yapay duruyordu. Keşke kostüm ve saç-makyajla daha doğal hale getirilseydi. Buğra Gülsoy’un styling’ini Nilüfer Gürbüz yapıyor. Açıkçası ben gündüzleri öğrenci, geceleri taksici ve normal bir mahallede yaşayan Mete’nin bir tarzının olduğunu hissettim. Abartıdan uzak, karakterin inandırıcılığını artıran başarılı bir stil olmuş. Yapımcı Fatih Enes Ömeroğlu, bu işe çok para yatırmış. Fakat yapımda gösterdiği hassasiyeti keşke figürasyonda da hissettirseydi. Bar sahnesindeki adam korkunç oyunculuğuyla göz tırmaladı. Bu tip projelerin ağırlığını yok etmemek için figürasyona da ağırlık vermek lazım. Eski Hikâye, ne yazık ki reyting verilerinde Tüm Kişiler’de 1.17’yle 53’üncü, AB’de 1.16’yla 38’inci oldu. Bu kadarını hak etmiyordu. Ama bence yayın saati yanlış. 22.30 bu kalitede bir dizi için yanlış. Eski Hikâye 20.00’de ekrana gelmeli. Kısacası, Eski Hikâye, ana merkezine bir intikam hikâyesini koyan, etrafını mahalleyle süsleyen ve sonunda aşka selam çakan bir iş olmuş. Fenomene dönüşmez ama bir öyküyü lezzetli bir oyunculuk performansı ve iyi bir rejiyle izlemek istiyorum diyenler için iyi bir alternatif…

DİĞER YENİ YAZILAR