Ben Onu Çok Sevdim tutar mı?

Haberin Devamı

Bu ülkede Adnan Menderes’in hayatını anlatıp, bir de yasak aşkı Ayhan Aydan’ı bir kadın draması olarak izleteceğiz dediklerinde çok heyecanlandım. Çünkü tartışmasız Türk siyasi tarihinin en renkli dönemlerinden biri 1946-1961 arası... Menderes döneminde; çoklu parti dönemine geçiş, demokrasiyle tanışma, NATO’ya giriş, Kore Savaşı, ezanın Arapçalaşması, Köy Enstitüleri’nin kuruluşu, Marshall Planı, 6-7 Eylül Olayları gerçekleşti. Ölümden çok korkan Menderes, uçak kazasından sağ kurtulmayı başardı.

Bu ülkenin siyasi tarihine de adını Türkiye’nin idam edilen tek başbakanı olarak utançla kazıdı. Bunlar siyasi konular... Bir de yasak aşk yaşadığı opera sanatçısı Ayhan Aydan konusu var ki, yaşananlar bilinmemesine rağmen Yassıada Mahkemesi’ndeki yargılamasına ve tutanaklara bile adını aşkla kazıdı. Zaten dizi adını, Ayhan Aydan’ın tutanaklara geçen “Ben Onu Çok Sevdim” cümlesinden alıyor. Kısacası işe neresinden bakarsanız bakın, iyi işlenir, siyasi mesaj kaygısına girmezse en az dört sezon devam edebilecek bir iş. Fakat Ben Onu Çok Sevdim’in ilk bölümde, ezanın Arapçalaşması, NATO’yla restleşme, Kore’ye asker gönderilmesi meselelerine girmesi ve kullanılan dil mesaj kaygısının taşındığını gösterdi.

Yapımcı para harcamış

Neyse benim işim televizyonda ekrana gelen Ben Onu Çok Sevdim dizisini dramatik açıdan değerlendirmek... Öncelikle, sorunları olmasına rağmen ben diziyi sevdim. Çünkü başta da dediğim gibi çok merak ettiğim bir dönem ve müthiş bir aşk var. Mehmet Aslantuğ, Adnan Menderes’e layığıyla hayat vermiş. İdil Fırat, Berrin Menderes’i ve içinde yaşadığı duygu çatışmalarını ekrana yansıtmış. Ama benim favorim, Ayhan Aydan’a hayat veren Birce Akalay... Ekranda inanılmaz güzel görünüyordu. Hele operada gösteri sahnesi olağanüstüydü. Dizinin müzikleri Çiğdem Erken’e ait. Çok sevdiğim bir müzisyen olduğu için ben beğendim ama izleyici için fazla elit kalmış olabilir.

Yönetmen Mehmet Bahadır Er, bize gerçekçi bir dünya kurmuş fakat keşke ışık konusunda daha hassas davransaydı. Her karaktere başka ışık yapılmaya çalışılmış ama işin geneline karanlık hâkimdi. Sinema olsa bence çok doğru bir seçim ama televizyon ışıl ışıl görüntü ister. Sanat yönetimi ve kostümler çok başarılıydı. Pana Film, bu işin prodüksiyonuna ciddi yatırım yapmış. Bunu görmek sevindirici. Çünkü böyle bir dönemi anlatmak büyük maliyet. Kısacası yapımcı paradan kaçmamış.

Objektif bakış şart

Senaryonun siyaseti anlattığı bölümlerinde kışkırtıcı bir üslup kullanıldığını düşünmeme rağmen, kadın draması kısmı beklentimin çok üstündeydi. Özellikle Ayhan ve Şadan arasındaki diyaloglar çok gerçekti. Mehmet Aslantuğ ve Birce Akalay’ın ışığı da tutmuş. Ben o aşka inandım. Bu kadar güzel şeyin üzerine şimdi kocaman bir AMA diyeceğim. Dizi, karşısında Seksenler, Güneşi Beklerken, Benim İçin Üzülme, Bir Aşk Hikayesi dizileri varken zirveye oturamaz. Dizi Tüm Kişiler’de 2.28 reytingle 14’üncü, AB’de 2.28 reytingle 7’nci oldu. Özetle, Tüm Kişiler’e bu diziyi izletmek için aşkı ortaya çıkarmak, ritmi hızlandırmak gerekiyor. AB’ye izletmek derdindeyseniz de daha objektif bir bakış açısı...

Kayıp merak uyandırdı

DOĞAN TV CEO’su İrfan Şahin, salı günü güzel bir notla Kayıp dizisinin DVD’sini göndermiş. O nedenle diziyi önceden izleme fırsatım oldu. Sizin heyecanınızı kaçırmamak için tüyo vermeyeceğim. Ama salı akşamı dizinin ilk 14 dakika 41 saniyesi yayınlandı. Ekranda ilk kez bir dizi için böyle bir önizleme yapıldı. Açıkçası yönetmen Zeynep Günay Tan’ın hem yüreğine hem de ellerine sağlık. Olmaz dedirteni oldurtmak için büyük emek harcamış. İş çok kaliteli duruyor, ciddi prodüksiyon harcaması yapılmış. Oyunculuklar da ilk 14 dakikada merak uyandırıyor. Şimdilik bu kadar... Cuma Kayıp’ı izleyin, hafta sonu detaylı analiz yazımı okuyabilirsiniz.

DİĞER YENİ YAZILAR