Yerli dizi yersiz uzun kulak ver!

Bir süredir düzensiz yazdığım için tüm okurlarımdan özür dilerim. Ancak son zamanlarda dizi izlemek benim için ayrı bir ıstırap haline döndü. Çünkü yıllardır bir gecede yayınlanan tüm dizlieri izlerim. Dolayısıyla benim mesaim akşam 20.00’de hatta 21.00’de başlar. Herkes işe giderken ben uykuya dalarım. Diziler 100 dakikadan az yayınlandığında erken uykuya dalma şansım artar. Fakat özellikle bu sezon işimi yapmakta zorlanır hale geldim. Çünkü bir gecede en fazla 2.5 dizi izleyebiliyorum. Dizi süreleri önce 120, sonra 130, 140, 150 oldu. Hatta bu hafta 170 dakika dizi izledim. Artık izlediğim dizilerden keyif almıyorum. Oysa eskiden benim severek izlediğim mutlaka bir dizim olurdu. Onu izlerken ne olacak diye beklemek izlemenin keyfini artırırdı. Şimdi biliyorum ki, bir bölümde üç final olacak. Çünkü yurt dışına satış için bu gerekli! Bütün karakterler bir hafta bir şeye ak diyorsa, öbür hafta savunduğu şeyden vazgeçecek. Reyting biraz düşünce kahraman eline silah alacak! Mutlaka ve mutlaka vurulacak. Namus, bekaret, milliyetçilik reyting malzemesi olacak. Neredeyse her dizide en az bir klip izleyeceğim. O klip şarkıları da çoğunlukla birbirinin aynısı olacak. Bu liste uzar, gider...

Haberin Devamı

Hikayeler eridi, kendini tekrar etti

Sonra da herkes dönüp dolaşıp senarist olmadığından bahsedecek. Yalan söyleyemem, iyi senarist ne yazık ki yok! Çünkü yıllarca proje yazıp cevap alamamaktan, verdikleri bir projeyi başka bir senaristin adıyla bir kanalda izlemekten, dramaturginin ne olduğunu anlatamadıkları insanlarla muhatap olmaktan bıkmışlar. Verin siparişi istediğinizi yazalım diyorlar. Ne kadar ekmek, o kadar köfte! Hal böyle olunca ortaya iyi hazırlanılmamış, hızlıca kotarılmaya çalışılan işler çıkıyor. Çoğunu da ekranda izliyoruz. Bir de işini iyi yapmak isteyen bir kitle var. İyi bir proje geliştiren ve bunu dramanın kurallarına göre anlatmak isteyen! İşte olan onlara oldu! Bu uzun süreli dizileri yazarken ilk onlar tükenmişlik sendromuna yakalandı. Çünkü bir cümleyle yola çıktılar, bölümlerini planlayarak kurdular. Ancak dizi süreleri uzadıkça olayları öne çektiler. Dikkat edin, ilk birkaç bölüm başına gelmeyen kalmayan karakterler izliyoruz. Neredeyse 5 bölümlük olayı bir bölüme sığdırınca hikayeler erimeye, kendini tekrar etmeye mahkum oldu. Olaylar bitince de aynı konular lastik gibi uzamaya, karakterler boş boş bakışmaya, manasız cümleler kurmaya başladı. Çekmeceye belki başka bir dizi yaparım diye atılan projelerde uzun sürelerin merhemi oldu. Hal böyle olunca ortada ne yeni projede kaldı, ne de insani koşul!

Haberin Devamı

97 senaristten bildiri var

Sender önceki akşam sosyal medyada #YerliDiziYersizUzun hastagiyle bir bildiri yayınladı. 97 dizi senaristinin imza attığı bildiride senaristler; yurt dışına üçe bölünüp satılmak uğruna temposuz, dramanın gereği tüm ögelerden vazgeçtikleri, uzun bakışmalı diziler yazmaktan mutsuz olduklarını söylüyorlar. 97 senaryo yazarı “60 dakikadan uzun süren diziler yazmamak için bir araya geldiğimizi, güç birliği oluşturduğumuzu ve görmezden gelinemeyecek, gözden çıkarılamayacak bir çoğunluğa ulaşmak için çalıştığımızı sektöre ve kamuoyuna ilan etmek isteriz. El birliğiyle, hızla bir batağa doğru giden Türkiye dizi sektörünün intiharına mani olmak için bu karar ve eylemimizin desteklenmesini bütün oyuncu, set çalışanı, yönetmen arkadaşlarımız ile yapımcılarımıza rica ile beyan ederiz” diyorlar. Bu teminninin altına bir dizi eleştirmeni ve izleyici olarak imzamı atarım. Fakat bu eylem başarıya ulaşmazsa daha sert bir eylem yapmalarını öneririm. Destekçileri olacağıma da söz veriyorum. Sadece senaristlerin değil, özellikle oyuncuların ve seyircilerin de daha kaliteli işler için bu çağrıya kulak vermesini bekliyorum. Çünkü iyi bir dizi izlemek hepimizin hakkı!

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR