Kendi düşen ağlamaz

Faiz artırımını kur müdahalesi izledi. Merkez Bankası sıkıntıda. Faizler ve kur, MB'nin müdahalelerinden etkilenmiyor!.. TMSF'den sonra MB'nin yarım milyar dolarlık döviz satışı da boşa gitti!..

Haberin Devamı

Faiz artırımını kur müdahalesi izledi. Merkez Bankası sıkıntıda. Faizler ve kur, MB'nin müdahalelerinden etkilenmiyor!.. TMSF'den sonra MB'nin yarım milyar dolarlık döviz satışı da boşa gitti!.. MB artık ucuz döviz satarak kurları düşürmekte temkinli davranacaktır. Bu silahı çekmenin pek övünülen "döviz rezervlerini" kısa sürede eritmesinden korkacaktır. Piyasa, MB müdahalelerini boşa çıkardı...

MB neden bilinçli yanlışlar yapıyor? Telaşın sebebi, ithalat patlamasının, yabancı sermayenin kâr transferlerinin, dış borcun yarattığı cari açığın, yumurta kapıya dayandığında ürkütmesi. Yeterince döviz geliyor diye cari açığı umursamayanlar şaşkın. Döviz kaçışının krizi tctiklcyeceği endişesi öne çıktı. Serbest piyasanın dalgalı kur avukatları müdahale yandaşı oldu. Düşük kurdan yakınan ihracatçılar bile susuyor. MB Başkanı da üstündeki siyasal baskıyı gereksiz konuşmalarıyla piyasalara yansıtıyor!

Döviz kaçışında elbette global etkenlerin rolü var. ABD sorunlarını dünyaya taşıtır. Doların küresel etkinliğini ekonomik ve siyasal amaçları doğrultusunda kullanır. Yeni FED Başkanı Bernanke kasıtlı sinyallerle tüm ekonomileri diken üstünde oturtuyor. Mesajlar AB'yi, Rusya'yı, Türkiye gibi gelişen piyasalar grubundaki ülkeleri hedefliyor. Yaratılan planlı sıkıntılarla ABD ekonomisinin çıkarları kollanırken diğer ülkelerle siyasal ilişkilerin kâr-zarar bilançosu da denetleniyor!

Başta Almanya, AB ülkelerinde neredeyse Türkiye'deki düzeye yaklaşan işsizlik, ihracat tıkanıklıkları kendiliğinden mi oluşuyor?!.. FED başkanlarının marifeti, dolar silahını kullanırken ABD'nin ekonomik amaçlarını siyasal hedefleriyle bağdaştıracak operasyonları becermeleridir. Geçtiğimiz yıl Çin'i bile parasının değerini yükseltmeye zorlamış ve başarmıştı ABD...

Çin'in akılcı örneği
Türkiye'de faiz artırımını, ucuz döviz satışıyla kuru dengelemeyi teşvik edip alkışlayan kalabalık bir koro olduğu malum. Tabii bu lobiye dış desteği de eklemek gerek. Çeşitli yabancı kuruluşlar ilginç değerlendirmelerini esirgemiyor. IMF ve Dünya Bankası'ndan gelen sesler MB'nin yaklaşımlarını genelde destekliyor. Başka çareleri yok zaten. Dayattıkları dalgalı kurla yeşeren sıcak para arasında ilişki kurulmasını, yanlıştaki paylarının açığa çıkmasını istemezler. Onlara tam teslim olmuş AKP hükümetinin ekonomiden sorumlu değerli bakanları da kendi eksiklerinin tartışılmaması için ya da analiz yapamadıklarından, aynı teraneyi tekrarlarlar. İlginç olan, bu resmi - yarı resmi ağızların ötesinde yabancı finans ve reyting kuruluşlarının tutumu. ABD'nin alt yapısını genelde FED'e, Türkiye gibi ülkelerde de IMF'ye hazırlattığı model, en çok onların işine gelir. Dolayısıyla yabancı spekülatörlerin çıkarını yansıtan sesler yüksek faiz-düşük kur yönlü girişimleri otomatik olarak teşvik eder. Şu sıra bu yöndeki destekleri canlı yayından izliyoruz!..

Küreselleşmeyi kendi çıkarları yönünde bükmeyi başaran, ABD kıskacına girmeyen en büyük ekonomi, Çin'dir! Gerçi ihracat-ithalat bağlantıları Çin'i de zorluyor. ABD'nin tam karşısında yer almasını şimdilik engelliyor. Ama en hızlı büyüme, en büyük yabancı sermaye girişi, en rekabet edilemez ihracat Çin'de!

Komünist rejimi titizlikle korurken, özgün bir serbest piyasa ekonomisi oluşturmayı başaran Çin'in akılcı örneğinden öğrenilecek çok şey var! Çin dogmatik değil, pragmatik. Tıpkı Cumhuriyetimizi kuran kadro gibi..

Salih Neftçi açıkça yazdı. "Beş bin yılın Çinli'si kazığı yer mi? Sıcak para politikası uygular mı? Yemez." Biz yedik!.. Kur yeniden yükselirse şaşırmamalıyız! Belki de "tsunamiye" hazırlanmalıyız. Kaderimizi bağladığımız yabancıların keyfini beklemekten başka çaremiz yok!..

DİĞER YENİ YAZILAR