Keşke fırsat değerlendirilse!..

Haberin Devamı

R. T. Erdoğan yerel seçimi genel seçime çevirdi. Rövanş duygularını, gelecek planlarını bu seçime bağladı... Oyunu artırma dışında gözü hiçbir şeyi görmüyor! Hedefi tek parti iktidarını pekiştirmek!.. Türkiye’yi demokrasi görüntüsü altında iki buçuk parti modelinin çıkmazına sıkıştırmak!.. Gidiş son derece tehlikelidir! Koalisyonların dengeleyiciliğini göremeyip tek parti iktidarını savunanlar belki şimdi başlarına ne geldiğini fark etmişlerdir...

R. T. Erdoğan’ın amacı, oyları artarsa “halkın desteği arkamda” diyerek seçim sonrasında Anayasa’da değişiklikler yapmak, gücünü geri dönülmez noktaya taşımaktır. Tehlike, R. T. Erdoğan’ın oyları gerçekten düşmezse, anayasa değişiklikleriyle bir türlü el atamadığı yargı erkini siyasal iktidara bağımlı kılmayı planlamasıdır!.. Öncelikle Anayasa Mahkemesi’ni ve Yargıtay’ı kontrolü altına almasıdır! Fırsat bu fırsat diyerek, rejimin son kalelerini düşürmesidir! Bu kadar yaklaşmışken hayalindeki karşı devrimci Türkiye’yi kurmayı denemesidir!..

Tüm gücüyle seçime yüklenmesinin nedeni budur!... Valileri bile usulsüzlüğe özendiriyor. Yasa dışına çıkmalarının yaptırımsız kalacağı güvencesini veriyor! Hukukun çiğnenmesinde beis görmüyor! Valilik yerine AKP hizmetkârlığı yapanların kollanacağını ima ediyor! AKP’li belediyeler ayyuka çıkan yolsuzluk iddialarını yanıtlamıyor. Aksine son dakika ihaleleriyle yangından mal kaçırmaya uğraşıyorlar. Kömür, erzak dağıtımı yetmeyecek endişesiyle vatandaşın oyunu doğrudan parayla satın almayı deniyorlar!

***


R. T. Erdoğan, tüm yasa dışı uygulamaları, politik çıkar muhasebesi yapan valileri, Deniz Feneri’nden, asfalt yolsuzluklarına kadar çeşitli dalavereleri görevi gereği açıklayan basını, medyayı bu nedenle susturmak istiyor! İki buçuk partili kısır döngüden yararlanarak sınırsız egemenlik kurmayı amaçlıyor!

Batının yaygın “iki buçuk parti modeli” Türkiye’de siyaseti seçeneksizliğe sürüklüyor! R. T. Erdoğan’ın ekmeğine yağ sürüyor! Muhalefeti üstlenenlerin beceriksizliği, üretimsizliği ve değişmez yüzlerinin yarattığı bıkkınlık R. T. Erdoğan’a yapay bir güç katıyor! Halkı AKP’ye itiyor! İki partili modelin özü zaten sakatken, Türkiye’de tahterevalli işlemiyor! Muhalefet iktidar yolunu kendisi kapatıyor!

Krizin bu ortamda R. T. Erdoğan’ın canını sıkması doğal. Fabrikaların kapanması, işten çıkarmalar, Başbakan’ı ürkütüyor. Oy kaybından korkuyor. Kendisi ve uzmanları(!) endişeyle ipe sapa gelmez vecizeler yumurtluyorlar. “Kadınlar çalışmak istemese işsizlik olmayacak!” vecizesini üreten Bakan M. Şimşek sanki işsizlerle alay ediyor! Merrill Lynch’ten ithal bakanın sözleri akla ister istemez “Merrill Lynch Bakan M. Şimşek yüzünden mi iflas etti?!” sorusunu getiriyor! Krizi reddeden hükümet telaş ve çelişki içinde önlemlere sarılıyor... Krizin sarsıntısını ertelemeyi hedefliyor. Oysa kriz mayıs haziran aylarında korkutucu boyutlara ulaşabilir! IMF ile anlaşma döviz ödemelerinde biraz rahatlama sağlasa da reel sektörün hızla toparlanmasını beklemek hayaldir. Kriz derinleşmiştir. AKP saplantıları uğruna ekonomiyi de seçime kurban etmiştir! Gerçi faturasını zamlar ve vergilerle vatandaşa ödetecek ama iş işten geçmiş, seçim bitmiş olacak...

Dolayısıyla seçmen gelecek seçimin ve ülkenin kaderini etkileyecek... Oyuna gelmemeli... Karanlığın habercisi iki buçuk parti tezgâhını bozmalı... Anketlere aldırmadan gönlündeki belediye başkanını seçtikten sonra, mutlaka “il genel meclisi pusulasında” büyük partiler yerine küçük partilere oy kullanmalı!.. Büyüklerin oyunu düşürmeli!.. Partilerin oy oranları belediye başkanlarının oylarıyla değil, il genel meclisi oylarıyla ölçülür. İl Genel Meclisi seçiminde yüzde 10 barajı yoktur! Unutmayalım; bu seçim, siyaseti tıkayan parti başkanlarına ve halkı iki buçuk partili kısır döngü tuzağına düşürmek isteyenlere ders verme fırsatıdır!..

DİĞER YENİ YAZILAR