Ufacık çocuk yük mü oldu?

Bebek Kırıntı, özellikle haftasonları, iğne atsanız yere düşmeyecek derecede kalabalık olur. Bir türlü anlayamadığım bir durum bu! Zira, fabrikasyon yemeklerinin bir özelliği olmadığı gibi, birkaç müşteriye yaptıkları muameleye de şahit olunca, yaptığı işe şaşırmadan edemiyorum. Yan masamda bir çift, 3-4 yaşlarındaki çocuklarını Pazar gezmesine çıkarmışlar belli ki... Çocuk 50 santimetreyi geçmeyecek boyuyla, sandalyenin üstüne çıkmış. Aman yarabbi, bir hengame, bir olay oldu ki sormayın! Yok, hemen inmesi gerekliymiş! Yok, bilmem ne sandalyelerine oturabilirmiş sadece, vesaire...

Çocuğun ne gürültü çıkardığı var, ne de bir nesneye zarar verdiği. Sağdan soldan şikayetçi de yok. Bu neyin işgüzarlığı! Çocuk yere bir şey düşürür, binbir suratla sitemkar hareketler... Düşürdüğü de peçete parçası! Ama garson 2 dakika sonra, paldır küldür tepsiyi devirince sorun yok! Adı üstünde ‘çocuk’, bu neyin anlayışsızlığı çözemedim.

Bir de evcil hayvanıyla gelenlere, bir enteresan muameleleri var tabii ki! Kocaman bahçede, en arkada 3 adet masa ayrılmış... 4’üncü gelirse, mekan boş da olsa kenarda beklenecek! Kardeşim, ‘Hiç hayvan almıyorum’ desen, daha saygıdeğer olursun. Hiç değilse ikinci sınıf muamelesi görmez ziyaretçiler. Hoş, bizim insanımız bu yapılanlara rağmen, yine de akın ediyorlar ya, işte bunu bir türlü anlamlandıramıyorum!

Haberin Devamı

Topağacı‘na bir marka daha

Topağacı‘nın meşhur sokağı Şakayık’ın köşesinde, yeni bir uğrak noktası daha açıldı; Grey... Proje, bugüne kadar birçok mekanını ziyaret ettiğiniz Tayfun Topal’a ait. Bölgenin alışık olmadığı kadar şık bir dekorasyon uygulanmış. İç bölümü oldukça lüks, bahçesi ise rahat ve tam bir sohbet ortamına sahip. Mönüsü de ziyadesiyle kapsamlı... Ekibi saymıyorum bile; herbiri sanki mekanın sahibiymiş gibi işine sağdık. Oralarda pek rastlayamayacağınız büyüklükte Grey... Hatırı sayılır bir para harcandığı da aşikar... Umarım bir an önce karşılığını alırlar, zira şu anki görüntüleri bunu hak ettiklerini ispatlıyor.

Bu kadarcık mı?

Akaretler Yokuşu Valideçeşme’ye, şirin mi şirin bir meyhane açıldı. Uzun yıllar kafe olarak hizmet veren adres, yine aynı adıyla (Bordo) kalarak, format değiştirmiş. Üç beş meze eşliğinde, iyi-kötü günlerin analizini yapmak için ideal bir mekan olmuş. Tam anlamıyla mahalle işletmesi. Vaktinde rahmetli Süleyman Seba’nın müdavimi olduğu bir semt lokantası. Haliyle Seba’yı, mekanın her köşesinde yaşıyorsunuz. Hatta duvarda, geldiği zaman oturduğu özel sandalyesi bile asılı. Mutfağı, yemekleri tertemiz.

Haberin Devamı

Fakat beni şaşırtan hesap kısmı oldu. Hayatımda ilk defa bir adisyonu, ‘Nasıl bu kadar ucuz olabilir?’, ‘Bu kadarcık mı ödeyeceğiz?’ diyerek inceledim. Hem hesaplı, hem de keyifli yeni adres arayışında olanlara duyurulur.

DİĞER YENİ YAZILAR