Her zaman söylerim; özellikle Türk insanı olarak, restoranlardaki ikili ilişkileri çok önemseriz. Servis yapan garsondan, kapıdaki valeye kadar samimi olmak ya da hoş karşılanmak bizleri son derece etkiler. Yemek de kötü çıksa, sipariş de geç gelse, bir güler yüz her şeyi unutturabilir. Aynı zamanda bayıla bayıla ziyaret ettiğimiz mekanları, bizlere zindan etmek de onların elinde tabii ki... Bu hafta gitme fırsatı bulduğum iki mekan bu bağlamda birbirlerinden o kadar farklı ki, bahsetmeden geçemeyeceğim. Zira insan bu karşılaştırmadan sonra tek bir cümle kurabiliyor; personel bir mekanı vezir de eder, rezil de eder...
Vezir de eder...
OPS Passage, yemekleri kadar hizmetinin de hakkını verenlerdenmiş örneğin... Son derece lezzetli yemeklerini ve özel kokteylerini tadarken, personelin mükemmel yaklaşımını da gözden kaçırmıyorsunuz. Yanlış anlamayın; mönülerindeki her kalem denenesi lezzette. Ama öyle olmasaydı bile, sadece gördüğünüz iyi muamele yüzünden de tavsiye edebilirdim. Fransız Geçidi’nde bu sezon açılan restorana ‘yeni’ dedim ama, tecrübesiz olduklarını sanmayın! Karaköy’deki Ops’u bilen bilir, işte oranın sahiplerinin yarattıkları bir marka ‘OPS Passage’... Lokum gibi etlerini yedikten sonra, mutfak şeflerine teşekkür etmeyi atlamış olabilirim. Fakat bir şey istemeye, kıyamayıp yeltenmediğim garsonlarına defalarca teşekkür ettim, hâlâ da ederim. Anlayacağınız lezzeti bir yana bırakın, buranın personeli mekanı vezir edenlerden...
Rezil de eder!
Güya mutluluğumuza mutluluk katacağını adleden mekanın adı ‘Happily Ever After‘... Eski bir markadır aslında ve zamanında sıkça ziyaret etmişliğimiz de vardır. Ama az önce de bahsettiğim sebeplerden ötürü, son gidişimiz zehir oldu. Oturduk, kendini İtalyan sanan, şeften bozma bir arkadaş önümüze mönüyü bıraktı. “Buyrun” dedi. ‘Bize birer tane...’ diye başlamak üzereyken, beyefendinin masayı tıklatarak bizi dinler gibi yapması dikkatimi dağıttı. (Hani şu; canım sıkkın, senden çıkaracağım tavrı vardır ya!) Hakettiği karşılığı versem misafirime mahçup olacağımı düşünerek sustum. Fakat gider gitmez arkadaşımdan da rahatsız olduğu cümlesini duyunca, iyice bozuldum. Mevcut siparişimizi de, daha sonra gelen garson arkadaşların nezaketi üzerine iptal etmedik. Ama elbette ki yemeğe beklediğimiz arkadaşlarımızı, başka yere davet ettik. Çok umursarlar mı bilmem ama bir grup müşteriyi, huzur kaçıran bir personel yüzünden kaybettiler. Bebek gibi bir lokasyonda, uğramayı sevdiğimiz bir adresin bu hali alması üzücü... Ne diyelim? Bu personel de mekanı rezil edenlerden!
