Kime niyet, kime kısmet oldu...

Mekanımız; İş Kuleler’in altındaki The Agency... Uzun zamandır mutfağını da denemek istemekle beraber, zamanı şarkıcı Barbaros’un sahnesine denk getirmek istiyordum. ‘Fine dining’ konseptleriyle, yemek sırasında canlı müzik keyfini birleştirmişler zira...

Kime niyet, kime kısmet oldu...

Barbaros’un yanı sıra Cihan Okan, Seren Selvi gibi isimler, farklı günlerde sahne alıyorlar. Bense bu isimlerden birine rastlamayı beklerken, Dilan Çıtak’ın sahnesine denk geldim. Şarkıcıyı daha önce de dinlemiş, vasat bulmuştum... Fakat artık The Agency’nin muazzam mönüsünden mi büyülendim, yoksa Çıtak mı kendini geliştirmiş bilmem, eskiye nazaran daha izlenilebilir bir kadın gördüm sahnede...

Canlı müzik ve yemeğin bir arada sunulduğu mekanlarda standart bir sorun vardır; program var diye yemeklerin tadıyla pek ilgilenmez mekan sahipleri... Neyseki burada böyle bir eksiklik yaşamıyorsunuz... Öyle ki, normalde her çeşidinden nefret eden arkadaşıma, ikinci porsiyon karidesi istetiyorlardı neredeyse... Şahsi tavsiyemi sorarsanız; kaburga yemeğinde kendinizden geçeceğinizi söyleyebilirim... Mönüyü saydırtmayın işte; mutlaka bir gün ziyaret edin. Tavsiye edilir...

Haberin Devamı

Kime niyet, kime kısmet oldu...

Lucca’nın yeni yüzü

10’uncu yılını doldurmasıyla birlikte Lucca, bir takım yeniliklere gitme kararı almış... Sadece dekoruyla pek fazla oynamamakla beraber, mönüsünü baştan aşağı yenilemiş... Bugüne kadar yemeklerde tercih etmediğim mekan, bir anda Bebek’deki tek gitmek isteyeceğim yer halini aldı. Çok değişik, isimleri zor okunan yemeklerdense, kolay tercih yapılabilen ve lezzetli bir mönü hazırlamışlar. Bunun yanında, bana sorarsanız Lucca’nın en temel problemi olan personel tavırlarını da düzeltmişler. Eski müşterileri şaşıracaklar ama son derece nazik bir ekip bekliyor olacak sizi... Ne yapmışlar, nasıl yapmışlar bilmem ama güzel olmuş. Artık Lucca benim için de ziyaret edilesi bir lokasyon...

Kime niyet, kime kısmet oldu...

Nice’den Nişantaşı’na

Semte bir Fransız daha eklendi; La Petite Maison... Tarihi Maçka Palas Oteli’nin giriş katında yer alıyor mekan... Markanın ilk restoranı olan, Nice şubesini anımsatıyormuş dekoru... Bunun için İstanbul’u tercih etmeleri son derece gurur verici bence! Henüz yemeklerini deneme fırsatım olmadı, fakat bar bölümü için güzel bir sürü şey söyleyebilirim... Geçenlerde Onur Baştürk’ün düzenlediği parti vasıtasıyla gittim mekana... Hem müzik dinleyebileceğiniz, hem de sohbet edebileceğiniz ortamı bir arada sunuyorlar. Nişantaşı’nda sokak kafeleri yerine sakin bir yerde kahve yudumlamayı isteyenler için de, mekanın terası biçilmiş kaftan...

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR