Bir süredir gazete sütunlarını işgal eden, köşe yazarlarına konu olan mevzu bu, Beşiktaş Pando Kaymakçısı’nın tahliye kararı... Kimi karar çıktı şeklinde yazdı, kimi ise “Yok öyle bir şey, bırakmayız orayı kimselere” diyerek tepkiler yağdırdı. Fakat benim merakımı cezbeden ise; bu yorumları yapaların, bunca yıl akıllarının nerede olduğuydu!
‘Pando Baba’ doksanına merdiven dayamış, sadece asık suratına aldanmayanların anlayabileceği tatlılıkta bir adamdır... Koca bir asırdan uzun süredir ailesine ait olan yerin, şu anki sahibi. Bilen bilir; ufacık alanı ve birkaç masasıyla eski Beşiktaşlıların vazgeçemediği kahvaltı ustasıdır...
Kendi ailesinden görmüş biri olarak konuşuyorum; evde her daim kallavi sofralarımız mevcut olsa da, arada sırada oraya mutlaka kahvaltıya gidilirdi. Haliyle çıkarken, eve kaymak almadan da dönülmezdi...
Durum böyle olunca ‘sözüm meclisten dışarı’ belki de mekanın yerini bile bilmeyen kim varsa ayaklanıp, kendilerine sosyal medya konuları icat ettiler! Bu da sanki pek konuyla ilgili değiller de, “Bu hafta
gündemimize hangi eğlenceli ayaklanma konusunu sokalım?” derdinde olduklarını hissettirdi bana...
Elbette samimi olanlar alınmasınlar. Fakat bana kalırsa işler buralara varmadan müdahale edebilmek lazım böyle olaylara. Sen hayatın boyunca önünden geçerken bir kez olsun kafanı çevirip bakmayacaksın, sonra “Vay Pando’yu kimseye yedirmeyiz” diyeceksin. Bana biraz ucuz kahramanlık gibi geliyor açıkçası.