Tabii farklı olacak

Bu ülkede Uzay Heparı denilince içi sızlamayan yoktur herhalde.

1996 yılında içi de dışı gibi güzel o genç adam elim bir trafik kazası sonucu aramızdan ayrıldığında, Uzay’ı yakından tanıyan tanımayan herkes kahrolmuştu.

Sadece erken veda eden Uzay için değil, daha annesinin karnında babasız kalan bebeği için de...

O bebek şimdi büyüdü. Kanat Heparı babasının bir kopyası olarak karşımızda şimdi.

Babası gibi yakışıklı, farklı...

Lütfen saçma sapan yorumlarımızla üzmeyelim bu çocuğu... Aslında ‘bu çocuğu da’ demeliyim.

Engincan ve İdo’ya yaptığımızı Kanat’a da yapmayalım.

Kılığı kıyafeti ile ilgili hoyrat yorumlarımızı kendimize

saklayalım.

Kanat’ın çorabı-pantolonu için mesela “Bazı İtalyan moda evlerinin kadın koleksiyonlarında yer verdiği bu ayrıntıyı gardırobuna taşıyan genç...” gibi cümleler kurmayalım. Onlar farklı bir jenerasyon... Kullandıkları dil, giyim tercihleri, düşünce yapıları, hayata bakışları çok farklı... Zaten öyle de olmalı... Özelikle magazin basınının ‘yeni keşfettiği’ bu genç adama lüzumsuz yüklenmesinden doğrusu endişe ediyorum. Rica ederim üzmeyelim babasının kopyası, dünya yakışıklısı Kanat’ı...

Haberin Devamı

Elis bebek okumasın

Ümit Kantarcılar’dan boşanacağını açıklayan Gamze Topuz kızı Elis Naz için duygusal bir yazı

kaleme aldı.

İleride bu yazdıklarını kızının okumasını istediği için mi yaptı bilmiyorum.

Umarım öyle bir şey olmaz.

Çünkü o küçük kız bu yazılanları okursa eminim derinden yaralanır.

Babasının kendisini istemediğini, doğumuna karşı çıktığını, annesinin onu ‘babasına rağmen’ doğurduğunu, babasının kızını hiç sevmediğini ve hiç ilgilenmediğini düşünür.

Bu da bir çocuğu nasıl etkiler malum...

Gamze Topuz’un yazdıklarının her bir satırında onu ve kızını yalnız bırakan Ümit Kantarcılar’a bir öfke var çünkü.

“Seni, mutluluğumuzu, gülücüklerini, agularını, gazını, uykumuzu, uykusuzluğumuzu paylaşabileceğim seni canı kadar seven, seni ve geleceğini benim kadar düşünen insanlarla büyülte bilseydim. Senin bu dünyaya gelmeni isteyen, seni Allah’tan gelen bir hediye olarak gören insanların içinde.. “ sözlerinden başka bir sonuç çıkarmak mümkün değil zaten.

Haberin Devamı

Bunları yapmayın. Çocukları, haklı da olsanız, analarından babalarından soğutarak büyütmeyin.

Kendi hayal kırıklıklarınızın, öfkenizin yükünü o küçük kalplere yüklemeyin.

Ya da daha en baştan, sadece hormonlarınızın sesine kulak verip, baba olmayı istemeyen, buna hazır olmayan adamlardan ‘yaşım geldi’ deyip çocuk yapmaya uğraşmayın. (Topuz bunu yaptı demek istemiyorum. Ama son yıllarda örneklerine çok rastlıyoruz.)

Bebişleri daha en baştan yarım yamalak bir yuvada, hep başkalarının ailelerine özenerek büyümeye mahkum etmeyin.

Ne yaptın amca?

Rahmetli de neredeyse kendini zorla öldürtmüş hani...

İsim vermeye lüzum yok, önemli olan olayın kendisi.

Mersin’de yaşı kemale ereli çok olmuş bir amca internette oyun oynarken bir kadınla tanışıyor, muhabbet ilerliyor amca kadına imam nikahı kıyıyor.

Sonra bakıyor kadının daha genç güzel bir yeğeni var, ona da resmi nikah kıyıyor. İki kadınla aynı eve yerleşip evlendiği gün bütün mirasını resmi nikahlı karısının üzerine yapıyor.

Haberin Devamı

Sonuç... Adam aynı gün yüksek oranda morfin ve kokeinden ölüyor. Daha doğrusu büyük ihtimalle öldürülüyor.

Vallahi ehliyet işinde olduğu gibi şu internet kullanımında da bir yaş sınırı uygulanabilse keşke.

Çünkü özellikle 70 yaş üstünde, internet kullanımı sadece oyun odaları ve facebook’la sınırlı olanların başı büyük tehlikede...

Bunun dolandırıcısı var, katili, hırsızı var...

Artık evlere gece yarısı kapıyı zorlayarak girmeye lüzum görmüyor bunlar.

Şuursuz internet kullanımı sayesinde hayatlar tehlikede...

DİĞER YENİ YAZILAR