Taksici misin sevgilim mi?

Hiçbir sevgilimin tribini çekmedim, İstanbul taksicilerinin triplerini çektiğim kadar. Koskoca kıllı böğürlü adamlarda liseli Pelinsu tripleri.

- Yüksek sesle söylenmeler. Öflemeler püflemeler.

- Ani frene basıp rahatsız etmeler.

- Sert manevralar.

- Sigara yakmalar.

Hele bir de hava yağmurluysa, hele bir de muhtaçsan aman Allahım, komple tribal enfeksiyon. Valla istisnalar da vardır elbet ama ben hiç raslamadım.

Hepsinde benzer istekler;

- Kısa mesafe olmasın.

- Uzun mesafe olsun ama trafik olmasın.

- Uzun mesafe olsun ama diğer yakada olmasın.

- Bozuk para olsun.

- Taksici sigara içmek isterse müşteri bir şey demesin.

- Köprü parasını çift taraflı almasına itiraz edilmesin.

- Duraktan müşterinin alındığı yere giderken taksimetrenin açılmasına laf söylenmesin.

- Trafikte beklememek için yolun uzatılmasına göz yumulsun.

Gidilecek yolu beğenmediklerinde ya yolu bilmiyorlar, ya evrakları eksik ya başka bir şey. Uzun mesafe istiyorlar ama onda da trafik olmayacak. O zaman git Kenya’da çalış birader, burası İstanbul. İki yakalı bir şehir burası, ve o köprüden seve seve geçeceksin. Anadolu yakasından müşteri alıp avrupa yakasına geçerken ayrı köprü parası, avrupa yakasından müşteri alıp anadolu yakasına geçerken ayrı köprü parası almasını biliyorsun. İtiraz edince de bir tripler bir tripler.

Haberin Devamı

Size sesleniyorum İstanbul Belediyesi beyaz masa yetkilileri; şunu bilin ki taksiciler sizi hiç takmıyorlar. “Git şikayet et çokta tın” diyorlar. Umrumuzda değil diyorlar. Sizin bir yaptırım uygulayacağınıza inanmıyorlar. Fütursuzca “oraya gitmem, buraya gitmem” demeye devam ediyorlar, domates seçer gibi müşteri seçiyorlar!

DİĞER YENİ YAZILAR