Gazete Vatan Logo

Ömer Çelik'ten sert tepki: Valiye militan diyenler faşistlerin ta kendisidir!

AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. Toplantı sonrası AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik açıklamalar yaptı. Çelik, " Valilere, kaymakamlara, yargı mensuplarına militan diyenler faşistlerin ta kendisidir." dedi.

Ömer Çelik'ten sert tepki: Valiye militan diyenler faşistlerin ta kendisidir!

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik , AK Parti Genel Merkezi'nde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı devam ederken basın toplantısı düzenledi.

Ömer Çelik, MYK toplantısında teşkilat çalışmaları, iç ve dış siyasetteki gelişmelerin yanı sıra önümüzdeki dönemde yapılması beklenen reform eylem planı ile ilgili çalışmaların ele alındığını belirtti.

Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan Diyarbakır annelerinin 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eyleminin 512'nci gününe girdiğini anımsatan Çelik, 193 ailenin eyleme devam ettiğini evlatlarına kavuşma çağrılarını büyük bir hassasiyetle takip ettiklerini, Erdoğan'ın da ailelerle ilgili düzenli olarak bilgi aldığını aktardı.

Çelik, sağlık alanındaki gelişmelere değinerek, "Maalesef dünyada Kovid salgını ile ilgili yeni ve çok da hoş olmayan gelişmeler var. Mutasyona uğramış bir virüsten bahsediliyor ve mutasyona uğramış bu virüsün dünyanın çeşitli ülkelerinde sıkıntılara yol açtığı söyleniyor. Tabii o ülkeler söz konusu olduğunda uçuş yasakları hemen gündeme geliyor. Bu arada aşılama çalışmaları kuvvetli bir şekilde devam ediyor. 3 milyon dozluk aşıdan sonra 6,5 milyon dozluk aşı da geldi. Bütün bu süreçte Sağlık Bakanlığımız Kovid-19 aşısı bilgilendirme platformunu aktive etti. Böylece herkes buradan gerekli bilgilere ulaşabiliyor. Vatandaşlarımızın hızla aşılanmasına belli bir sistematik içerisinde devam ediliyor." ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

Sağlık çalışanlarının zor şartlarda çalıştıklarını vurgulayan Çelik, "Bizim sağlık çalışanlarımız bütün fedakarlıklarıyla milletimize sahip çıkmaya vatandaşlarımıza sahip çıkmaya devam ediyor. Onlara şükranlarımızı sunuyoruz tabii ki onların bize ilettiği taleplerini yakından takip ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Çelik, Bitlis'in Ahlat ve Hizan ilçeleri ve Tunceli'de filyasyona giden sağlık çalışanlarının zorlu şartlardaki mesaisine değinerek, filyasyon ekiplerinin fotoğraflarını basın mensuplarına gösterdi.

Haberin Devamı

Aşılama çalışmalarının güçlü şekilde süreceğini belirten Çelik, vatandaşların korunması için çok yönlü paketlerin ve çok yönlü eylem planlarının devreye sokulmaya devam edeceğini söyledi.

Çelik, AK Parti'deki kongre sürecine ilişkin, "Her hafta Cumhurbaşkanımızın online katıldığı şekilde, genel başkan yardımcılarımızın, bakan arkadaşlarımızın katılımıyla kongreleri gerçekleştiriyoruz. Gerçekten olağanüstü bir coşku var kongrelerimizde. Bu Kovid sürecinde kısıtlı sayıda insan alabiliyoruz kongre salonlarına, buna rağmen gördüğümüz coşkudan mukayeseli olarak baktığımızda çok büyük bir memnuniyet duyduğumuzu görebiliriz. Vatandaşlarımız, teşkilatlarımız ve kardeşlerimiz önümüzdeki dönemlere hazırlık için zamanında 2023'te yapılacak seçimler 2024'te yapılacak seçimler konusundaki iradelerini yüksek bir biçimde tutuyorlar. Herkes zamanında yapılacak seçimlerin süresi gelene kadar Türkiye'deki demokratik iradeyi ayakta tutma, birlik ve beraberliğimizi güçlendirme konusunda kongrelerimiz bir demokrasi şöleni bir demokrasi bayramı havasında gerçekleşiyor." şeklinde konuştu.

Haberin Devamı

"Türkiye'nin geleceğine yön verecek parti"

AK Parti teşkilatlarının demokratik bilincinin ve demokratik motivasyonunun yüksek olması sebebiyle gurur duyduklarını ifade eden Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sadece birtakım arkadaşlarımızın göreve gelmesi, birtakım arkadaşlarımızın görevden gitmesi şeklinde bir kongre süreci gerçekleştirmiyoruz. Şimdiye kadar yürüttüğümüz çalışmaların bundan sonrasında da daha güçlü üretilmesi için bir ahitleşme olarak, yeniden hafızamızı tazeleme, irademizi tazeleme şeklinde bir yaklaşım olarak bu kongreler gerçekleşiyor ve büyük bir sinerji oluşuyor. Tecrübe ve yenilenme arasındaki dengenin hassasiyetle korunduğu kongreler gerçekleştiriyoruz. AK Parti kurulduğu günden beri tecrübeyle kadrolarını yenileme arasındaki dengeyi en hassas siyasi teraziyle tartan ve gerçekleştiren partidir. Kongrelerde gördüğümüz şey şudur AK Parti bir kere daha geleceğin partisi olduğunu, Türkiye'nin geleceğine yön verecek ana parti olduğunu da güçlü bir şekilde ortaya koyuyor. Cumhur İttifakı'nın daha da güçlenmesine dönük iradenin bu derece altının çizilmesinden büyük bir memnuniyet duyduğumuzu ifade ediyoruz."

Haberin Devamı

Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik eleştirilerde bulunarak, şunları söyledi:

"Maalesef Türk devlet hayatında ve siyaset hayatında görünmeyen bir yıkım siyasetiyle karşı karşıyayız. İlk defa bir siyasi partinin bu derece meşruiyet sınırlarının dışına çıktığını, Cumhurbaşkanımız hakkında devlet görevlileri hakkında Türkiye Cumhuriyeti'nin kurumları hakkında bir yıkım siyasetiyle hareket ettiğini görüyoruz. CHP'nin bu dilinin muhalif bir siyaset olmadığını bir yıkım siyaseti olduğunu daha önce burada ifade ettim. Aynı şekilde sivil siyaseti karşısına alan bir şekilde muhalefet üretmek değil husumet ve nefret üretmek eklinde bir yaklaşımı bir kere yaptılar iki kere yaptılar ama uyarmanıza rağmen bugün Sayın Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından anlıyoruz ki nefret siyaseti ve husumet siyaseti CHP'de Kılıçdaroğlu tarafından bir yazılım haline getirilmiştir. Bu yazılım her gün yeni aplikasyonlar üreterek, nefreti artırmak husumeti arttırmak şeklinde bir tavır ortaya koyuyor. Esasında tabii siyasi parti kavramı üzerinde de Türkiye'nin çokça düşünmesi gereken bir durum."

"Avrupa'nın aşırı sağcıları ve ırkçıları"

CHP'ye yönelik eleştirilerini sürdüren Çelik, şunları kaydetti:

"Geçmişte Cumhuriyet Halk Partisinin önde gelenleri, önde gelen siyasileri saygın isimler hem CHP'nin geçmişine ve ideolojisine kafa yorarak, dünyayla bütünleşmiş bir sosyal demokrat partinin nasıl olması gerektiği konusunda çok şey yazdılar çok şey söylediler. Avrupalı bir sosyal demokrat ideolojinin, Avrupalı bir sosyal demokrat siyasetin CHP'ye hakim olması konusunda çok ciddi bir şekilde çaba sarf ettiler. Bunun teorisini oluşturdular, pratiğiyle ilgili çalışma grupları yaptılar ve çalışma atölyeleri oluşturdular ama şimdi gelinen noktada Avrupa'daki sol partilerden biri olma şeklinde geçmişte CHP'nin çok değerli isimlerinin, Türk siyasetine kazandırılmış kimisi hayatta olan kimisi hayatta olmayan çok değerli isimlerinin, o birikimlerinin yeni parti yönetimi tarafından tamamen berhava edildiğini görüyoruz. Artık Avrupa'daki sosyal demokrat partilere benzemek, oradaki siyasetin bir parçası olmak şeklindeki CHP motivasyonu tamamen yok olmuştur.

Artık Avrupa'daki aşırı sağcı partilerin liginde bir CHP yönetiminin söylemiyle karşı karşıyayız. Kuşkusuz bu CHP'ye destek veren kardeşlerimizin ve vatandaşlarımızın beklentileri açısından da büyük bir haksızlıktır. Zaten onlar da bu çelişkiyi görerek biraz sonra bahsedeceğim bunu çeşitli tepkilerine yansıtıyorlar. Şimdi Bugün Sayın Kılıçdaroğlu çok kötü bir grup konuşması yaptı tamamen dağınık bir zihinle, kes kopyala yapıştır yöntemiyle ama ortak bir noktası var. Nefret siyasetini ve husumet siyasetini mümkün olduğu kadar üretmek, Avrupa'daki sosyal demokrat partiler liginden bir an evvel aşırı sağcı partiler liginin en üst sıralarına tırmanmak şeklinde bir siyasi tutum sergiliyor. Dolayısıyla geçmişte CHP'ye emek verenlerin Avrupalı bir sosyal demokrat parti olsun diye fikir üretenlerin, siyaset üretenlerin bütün emeklerinin gasbedildiğini, Kılıçdaroğlu döneminde Avrupa'nın aşırı sağcılarıyla ırkçılarıyla yarışan bir siyasi dil kullanıldığını kayda geçirmek gerekiyor."

Ömer Çelik'in açıklamalarından satır başları:

Siyasi adaba aykırı bir dil kullanıyorsunuz. Milletin büyük demokrasi mücadelesini itibarsızlaştırmaya çalışıyorsunuz. 15 Temmuz'da milletin darbeye karşı mücadelesine güdümlü darbe diyorsunuz. Kılıçdaroğlu, Türkiye'deki valilerimize, kaymakamlarımıza 'militan' diyerek büyük skandallara imza atmaya devam etti.. Vali ve kaymakamlara militan diyenlerin, Türk siyaset tarihini yok sayarak bir yıkım siyaseti yapıldığı görülüyor. Valilere militan diyenler faşistin ta kendisidir.

İdare ve yargıyı kontrol etme dönemi bitmiştir. Militarizm ve jüristokrasiyle yönetim bitti. Evrensel değerlere karşı bir dil kullanıyorlar.

Namertlik - mertlik nedir, 15 Temmuz'da gördük. Mülki idare geleneğimizle gurur duyuyoruz. Devlet çarkının sakatlanmasına müsaade etmeyeceğiz.

ABD'NİN S-400 YAPTIRIMLARI

ABD'nin yeni başkanının sorunsuz bir şekilde göreve gelmesinden memnunuz. Dünyadaki ırkçılık ve İslam düşmanlığı konusunda beraber çalışmamız gerekir.

Türkiye'de yerleşmiş ABD karşıtlığı yoktur. Vatandaşımızın tepki gösterdiği konulara baktığımızda ABD demokratlarının bunu iyi değerlendirmesini bekliyoruz.

Türkiye'ye terör saldırıları düzenleyen PKK/YPG'nin müttefikimiz olan ABD ile teması olmasına milletimizin tepkisi olması normaldir.

Çifte standart uygulamaları söz konusu. Biz sahada güçlü bir ülkeyiz. Müttefiklerimizle diplomaside de güçlü bir ülkeyiz. Bir araya geldiğimizde çözemeyeceğimiz sorun yok.

YUNANİSTAN İLE İKİLİ İLİŞKİLER

Silahsızlandırılmış adaları yeniden silahlandırmaları doğru bir adım değil. Hep Türk hem de azınlık ifadesine tahammül edemeyen bir tavır içine giriyorlar.

Türkiye'ye karşı kullandıkları dil konusunda hassas olmalarını bekliyoruz.

İSRAİL'İN KONUT İNŞASI PLANI

İsrail'in 2572 yeni konut inşa etmesine tüm dünyanın dur demesi gerekir. Kudüs'ün statüsü ve bölge barışını bu adım tehlikeye atıyor.

İki devletli çözümü yok ediyorlar.

Hayvanlara karşı vahşi eylemler gerçekleştirildi. Çok yakın bir zamanda yeni yasamız gelecek.

ESENYURT'TA HDP BİNASINA BASKIN

Terör örgütü merkezi haline gelmiş bir bina. Kandil'de bir ofise gidilse herhalde bu kadar propaganda malzemesi yoktur. Buna yanlış demesi gerekenler, suç olmayan simgelerden bahsediyorlar. Bunlar suçtur. PKK terör örgütünü bir direniş örgütü gösteren temelsiz fikirler ortaya atan çevreler var.

DEAŞ ile PKK arasında ne fark var? Bunlar milletimize düşmanlık üreten bir vizyon. Demokrasinin en büyük düşmanı terör örgütüdür. Bu milletin en büyük düşmanı terör örgütüdür.

Terör amasız, meselasız, mazeretsiz bir şekilde lanetlenmelidir. Bu terör örgütlerinin hepsi lanetlenmelidir. Bir siyasi parti binasında terör örgütünün resimleri varsa demokrasimize düşmanca bir tutumdadır. Herkesin lanetlemesi gerekiyor.