Musul ey Musul

Atatürk’ün Misak-ı Milli içinde ilan ettiği, ama bırakmak zorunda kaldığı Musul ile bir duygusal bağımız hâlâ var.

Musul ile birlikte anmaya alıştığımız Kerkük’ün de bu duygusal bağ içinde yer aldığını söyleyebiliriz.

Bunların Türkiye’ye ait olması gerektiği de kuşaktan kuşağa aktarılmış bir kanaattir.

Şu anda Irak’a ait olan bu iki şehre, Suriye’ye ait Halep’i ekleyenler de az değildir.

IŞİD’e karşı savaşın düğüm noktası Musul oldu. IŞİD büyük hamlesine başlarken Musul’u baştan tutmuş ve buradan hakimiyet alanını genişletmişti.

Musul’dan IŞİD’in çıkarılması aşamasına gelindiğinde, bölgedeki bütün güçler arasında bir anlaşma sağlanmış değil.

Ankara bu harekatın koalisyon güçleri tarafından yapılmasını öneriyor ve gereken desteği vermeye hazır olduğunu söylüyor.

Irak’ta yönetimi ellerinde tutan Şiiler, Musul operasyonuna Türk askerinin katılmasına kesinlikle karşı olduklarını en sert üslupla ifade ediyorlar.

Türk askeri, Irak toprağında Musul hattında Başika’da bulunmaktadır.

IŞİD’i Musul’dan çıkarma harekatının koalisyon güçleriyle birlikte Irak ordusu ve bölgedeki Kürt kuvvetler tarafından yapılması konusunda Ankara dışında bir uzlaşma sağlanacağı anlaşılmaktadır. Muhtemelen şu anda son değerlendirmeler Kürt kuvvetleriyle ilgilidir.

Haberin Devamı

Ankara dışında Musul harekatının içinde Türk askerinin olmasını isteyen bulunmuyor.

İstenmiyor çünkü Türk askerinin Musul’a girmesi halinde bölgede birçok denge değişecektir.

Musul’un IŞİD’den temizlenmesinin en kanlı harekat olacağı düşünülürse, bunun yansımalarının boyutları hakkında da bir fikir sahibi olabiliriz.

Türk askerinin Musul’a girmesinin iç politikada büyük etkisi olacağı da kesindir. Şehrin bir mahallesine girilse bile “Musul’u geri aldık” diye sokaklara çıkılacaktır.

“Musul ey Musul” derken gözlerimiz yüz yıldır nemleniyor olabilir. Ama fütuhat çağında da değiliz, macera çağında hiç değiliz.

Böyle maceralar ülkenin bütün varlığının ortaya sürüldüğü kumarlardan başka bir şey olamaz.

DİĞER YENİ YAZILAR