Böyle devam mı edecek?

İnsanlar bir pazar sabahı, 18 şehit haberiyle uyandıkları zaman sarsılırlar.

Askerdeki çocuklarını düşünürler. Askere gidecek çocuklarını düşünürler. İçleri burkulur.

Bu ülke insanının buna neden mahkum olduğunu düşünürler. İçleri biraz daha burkulur.

Bundan sonra, “bitsin artık bu işler” diye düşünürler, inançlarına göre dua ederler.

Bu arada yöneticilerin beyanatları gelir. Yüzlerce, belki binlerce kez tekrarlanmış aynı kelimeler, aynı cümleler bir kez daha tekrarlanır.

Otuz küsur yıldır aynı şeyleri yaşaya yaşaya geldiğimiz noktada çözüm aramaktan vazgeçtiği zaman, toplum gerçekten kaderine teslim olmuş demektir.

Otuz küsur yıldır, kısa bir dönem dışında aynı politika izleniyor, sonuçlar asla değişmiyor, kınama ve “beli kırıldı” beyanatları da asla değişmiyor.

“Devlete bağlı” Kürt aşiretlerinin PKK’yı kınamasından bir fayda sağlanmayacağını bile bile aynı hareketleri yapmanın etkisizliğini de görmüyoruz.

Çünkü o aşiretlerden kaç tane gencin, aşiret reislerinden kaçının çocuğunun, yeğeninin dağda olduğuna gözümüzü kapıyoruz.

Haberin Devamı

“Barış sürecini” tekrar talep dene bir toplumsal iradenin ortada görünmediği doğrudur. Ama bu, toplumun barış istemediği anlamına da gelmiyor.

Barış istememek, bu ülkenin insanlarının çocuklarını kaybetmeye, milyonlarca insanın mutsuz yaşamaya devam etmesini istememek en büyük akıl tutulmasıdır.

Siyaset, barış hattında yeni politikalar geliştirebildiği zaman toplum da bunun hakkını verecektir.

Terörle mücadelenin sadece askeri bir mesele olduğunda ısrar ederek otuz küsur yılı heba ettiğimizi kabul etmemiz halinde yeni politikalar ortaya çıkabilir.

Şu andaki durumu göremek isteyen, dün verilen bütün demeçleri alt alta dizsin ve okusun.

Böylece içinde bulunduğumuz çıkmaz çok açık olarak görülebilir. Kendilerinden çözüm beklenen siyasiler yeni bir şeyler söylediği zaman belki barış umutları yine canlanabilir.

Siyaset, toplumları çıkmazdan çıkarmak için vardır. Toplumunu çıkmazdan çıkarabilen siyasetçi başarıdan söz edebilir.

DİĞER YENİ YAZILAR