Seçim de yapılmasın

Kürt vatandaşların çoğunluk olduğu şehirlerdeki belediye başkanlarının görevden alınması, yerlerine vali ve kaymakamların atanması Kürtleri biraz daha uzaklaştırmaktan başka bir sonuç vermez.

Seçilmiş olmak tabii ki kimseye suç işleme hakkı vermek, ama seçmen iradesine müdahale niteliğinde hiç bir icraatın da demokraside yeri olamaz.

Bu şehirlerde tekrar yerel yönetim seçimleri yapıldığında seçmenin oyunun değişeceğini sananlar fena halde yanılırlar. Bu tür icraatların kaçınılmaz olarak ruhi ayrışmaya birkaç tuğla daha ekler.

Tekrar seçim olsa aynı kadrolar seçileceğine göre görevden alma kararını verenler bu şehirlerde seçim yapmamayı düşünme aşamasına da gireceklerdir.

Kürt seçmenin oyunun yönünü değiştirmesi ancak sopanın şiddetinin daha da artmasıyla mümkündür. Geçen seçim öncesinde Hükümet-devletin topyekun savaş hattına geçmesi ertesinde HDP oyları bir miktar azalmış ama yine de yüzde 10’un altına düşmemiştir.

Serbest seçim olduğu sürece Kürt partilerinin oylarını yüzde 15’e kadar artırma ihtimali de yüzde 10’un altına düşmelerinden çok daha kuvvetli bir ihtimaldir. Serbest seçimin ne olduğu da bellidir.

Haberin Devamı

Gerçek olmayan verilerden ve temennilerden hareketle oluşturulacak Kürt siyasetlerinin verdiği sonuçlar defalarca görüldüğü halde Hükümet-devletin bunda ısrar etmesi sonsuza kadar savaşı getirir.

Görevden alınan belediye başkanları çok yüksek oy oranlarıyla seçilmişlerdir. Bu seçmenin oy tercihinde PKK korkutmasının büyük etkisi olduğunu sanmak da gerçek durumdan bihaber olmaktan başka bir şey değildir.

Tahir Elçi’yi PKK’nın öldürdüğünü düşünen bir tek Kürt vatandaş olduğunu sanmak da yanlıştan öte bir haldir. Bunu kim söylerse söylesin, Kürtler nezdinde inandırıcı olması da mümkün değildir.

Belediyelerde görevden almaların devam etmesi durumunda terör örgütü sıkışmayacak, tam tersine Kürtler biraz daha uzaklaşacaktır.

Biraz daha uzaklaşmanın da bölünme ruhuna yaklaşmak olduğunu herhalde görebilecek siyasetçiler vardır.

DİĞER YENİ YAZILAR