Daha çok değil, daha az terörist

Ülkemizin terör ortamından çıkmasını, bütün savaşlardan kurtulmasını istemeyenin aşırı küçük bir azınlık olduğundan kuşku duyamayız.

Kuşku duyarsak, ülkemizde yaşamakla ilgili başka sorular sorulmasına yol açarız ki, bunun sonu da bellidir.

Türkiye bir terör sarmalının içindedir, bunun acısını artarak çekmekte, bugüne kadar birikmiş yanlışların faturasını ödemeye devam etmektedir.

Bundan da kimsenin kuşkusu yoktur. Ama terörün ve savaş ortamının sona erdirilmesiyle ilgili farklı görüşler olması da, bundan nasıl kurtulacağımızı tartışmak da her vatandaşın hakkı ve görevidir.

Savaşın, terörün ülkenin başkentinin göbeğine taşınmasının herkeste bir travma yaratması da doğaldır. Şuursuz tepkilerle bu travmanın daha da büyümesine katkıda bulunanlar da az değildir.

Türkiye’yi yönetenler terörün sona erdirilmesi için benimsedikleri yeni hatta hiç bir tartışma istemeyen bir konuma yaklaşmaktadır.

“Terör” ve “terörist” tanımlarının değiştirilmesi önerisi de bu rahatsızlığın sonuçlarından biri olarak ortaya çıkmıştır.

Haberin Devamı

Ülkemiz mevzuatında “terör” ve “terörist” kavramları hiç de “dar” değildir ve son u ygulamalarda iyice genişletilmiş durumdadır.

Son iki günün iki örneği: “Bu suça ortak olmak istemiyoruz” bildirisine imza atan üç üniversite mensubu teröre destek suçlamasıyla tutuklanmıştır. Türkiye’de çalışan bir İngiliz akademisyen, çantasından HDP’nin Nevruz daveti çıktığı için sınır dışı dilmektedir.

90’larda, terörün sona erdirilememesinin gerekçesi olarak “içerden engelleme” fikri çok fazla kullanılıyordu. Resmi görüş dışında her fikir, her söz bir engelleme faaliyeti olarak görülüyordu.

Mevcut kanunlarla sorunu çözemiyoruz, o zaman terör ve terörist kavramlarını genişleterek işe başlamak mantığının devamında maalesef olağanüstü hal vardır, sıkıyönetim vardır. Yine olmuyorsa, yönetimin meşru olmayan yollarla değiştirilmesi vardır.

“Daha çok terörist” değil, hedef “daha az terörist” olduğu zaman terör yenilmiş olacaktır. Yoksa “terörle yaşamaya alışmalıyız” gibi kör bir noktaya saplanmak da vardır.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR