Paris’ten sonra ve önce

Paris katliamının arkasından geleceklerin biri çok belli. Batı’da, 11 Eylül sonrasındakinden daha kuvvetli bir İslam karşıtlığı yaşanacak.

Charlie Hebdo dergisi cinayetlerinin ardından, İslam karşıtlığının yükselmemesi için çok çaba gösteren Fransızlar bu kez aynı dille konuşmuyorlar.

Brüksel’de, radikal İslamcıların yaşadığı semtteki insanlara “fazla hoşgörü” gösterildiği konuşuluyor.

Almanya ve İngiltere, kendilerinin hedef olması ihtimallerine karşı sert tedbirler alacaklarının işaretlerini verdiler.

Avrupa’da yaşayan bütün Müslümanların hayatları bundan sonra çok zor olacak. Büyük sınır dışı işlemleri, hatta vatandaşlıktan çıkarmalar olursa da bunlara kimsenin karşı çıkması da beklenmeyecek.

Bütün Batıya savaş açmış olan IŞİD’e karşı daha etkili tedbirler alması için Türkiye de sürekli baskı altında tutulacak.

Antalya’daki G20 toplantısından ayrılırken, Rusya başkanı Putin IŞİD’e 40 ülkeden destek verildiğini söyledi ve iki ülkenin liderlerine bunlarla ilgili ellerindeki kanıtları verdiğini açıkladı.

Haberin Devamı

Putin’in telaffuz ettiği “40” rakamı, IŞİD’in Sünnilerin yaşadığı hemen tüm ülkelerden destek gördüğü anlamına geliyor. Daha öndeki iki ülke konusunda ise rivayet muhtelif.

Türkiye, Ortadoğu’daki son denklemlerin içine IŞİD ile birlikte konulduğu zaman oldukça karmaşık bir görüntü çıkıyor.

Suriye’deki Esad yönetimi IŞİD’in düşmanıdır, ama Esad da IŞİD de Türkiye’nin “düşmanı” konumundadır.

ABD IŞİD’e karşı kara gücü olarak, PKK’nın uzantısı olan PYD’ye destek vermektedir, Türkiye IŞİD konusunda ABD ile aynı safta olmasına rağmen bu desteğe kesinlikle karşıdır.

PYD ve ana örgüt PKK IŞİD ile düşmandır, PKK Türkiye’ye de “düşman”dır. Ankara PYD’ye yapılan her yardımı PKK’ya yapılmış saymaktadır.

Diğer taraftan Reyhanlı, Suruç ve Ankara katliamlarını Türkiye esas olarak IŞİD’in icraatı olarak görmektedir, ama IŞİD bunları üstlenmiş değildir. Suruç sonrası Ankara Suriye’deki IŞİD mevzilerini bir kez vurmuştur.

Bu denklem içinden kolay çıkılabilir bir denklem değil, burada “düşmanımın düşmanı dostumdur” anlayışı da kimse için geçerli değil.

Haberin Devamı

Paris’ten sonra, bu denklem daha kolay çözülür bir hale getirilmezse de IŞİD sorunun çözümü bayağı uzaklara kalır.

DİĞER YENİ YAZILAR