Bir düzeltmeyle yola devam

Birinci Nevruz’un ağırlığı “eylemsizlik”ti. Esasen uyuldu ki, ikinci Nevruz’da ağırlık “müzakere”ye geçti.

“Müzakere”de, Dolmabahçe görüşmesinde “on maddelik tartışma temeli” üzerinde mutabakat sağlanınca üçüncü Nevruz bir sonraki aşamanın ilanı gerçekleşti.

Abdullah Öcalan, üçüncü Nevruz’da beklentilere bir “düzeltme” yaparak yeni gündemi ilan etti.

Bugüne kadar kullanılan kavram sürekli olarak “silahların bırakılması” oldu. Öcalan bu kavramı şöyle yerine oturttu: “Türkiye Cumhuriyetine karşı 40 yıldır yürütülen silahlı mücadelenin sonlandırılması.”

İkisi arasında Türkiye açısından bir fark yok, pratikte silahlar ortadan kalkmış olacak ve PKK-KCK “yeni dönemin ruhuna uygun stratejileri belirlemek için kongre” toplayacak.

“Yeni dönemin ruhu” demokrasidir, insan haklarıdır, eşit vatandaşlıktır, “ulus devletler”in yarattığı çatışmaların, düşmanlıkların sona erdirilmesidir.

Öcalan’ın “Kırk yıllık hareketimiz” dediği PKK Türkiye sınırları içinde silahlı mücadeleyi sonlandıracak, ama Türkiye sınırları dışında silahlı varlığını koruyacaktır.

Haberin Devamı

Geçen Nevruz’dan bu Nevruz’a ciddi bir IŞİD-DEAŞ sorunu çıkmıştır. Bu kıyıcı örgütün hedefinde Kürtler vardır ve bu yüzden Kobane-Rojava meselesi çıkmıştır. Bu koşullarda, bu bölgede silahlı varlığın devam etmesi, Türkiye içinde silahlı eylem olmadıkça Ankara’nın karşı çıkması kolay değildir.

Abdullah Öcalan’ın yaptığı “düzeltme”nin, Türkiye’deki barış süreciyle ilgili herhangi bir olumsuzluk olarak algılanması da beklenmemelidir. Tam tersine bölgedeki bugünkü koşullarda beklenecek stratejik işbirliklerine yardımcı olacaktır.

Öcalan “Eşme”, Süleyman Şah türbesi operasyon hatırlatması yaparak, bu noktanın üzerine dikkati çekmiştir.

Günün bir sorusu daha Başbakan yardımcısı Arınç’ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “izleme komitesi”ne ilişkin sözlerine verdiği cevapta ortaya çıkmıştır. Cumhurbaşkanının izleme komitesiyle ilgili sözleri üzerine Öcalan’ın konuşma metninde bir değişiklik olmuş mudur?

Bu sorunun cevabının da ortaya çıkması fazla sürmez, ama barış sürecinin yürütülmesiyle ilgili olarak Cumhurbaşkanı ile Başbakan ve Hükümet arasında görüş farkı olduğu algısının ortaya çıkmasının sürece zarar vereceği de bellidir.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR