Barış süreci ve seçim

Abdullah Öcalan’ın silahları bırakma çağrısı ve talimatının, Nevruz’u beklemeden, bu ayın içinde yapılması ihtimali yükselmişken, hatlarda yine bir arıza çıktı. Bu arızanın kaynağının ayrıntıları bilinmese de, özellikle Kandil’den gelen son sesler Hükümet’ten beklenen bazı adımların atılmamasıyla ilgili tepkiler içeriyor.

Silahlara veda çağrısından önce Öcalan’ın belirlediği bir yol haritası Kandil’e de gitmiş ve bu konuda yapılan toplantıda oy birliğiyle bu yol haritasına destek kararı alındığı açıklanmıştı. Bu açıklama yapılırken, süreçte Öcalan’a olan güven de teyit edilmişti. Sürecin başından itibaren İmralı, Kandil ve HDP arasındaki görüş farkları oldukça sık tartışılıyor. Kandil’in yol haritasına ilişkin kararına rağmen yine de bu üçlü arasında “çelişki” ve uyumsuzluk arayanlar, çalışmalarına devam ediyor.

Kandil’den gelen her sivri beyanın arkasında bir “kopma” arayanların arayışları şu ana kadar gerçek çıkmadı. 6-7 Ekim Kobane olaylarında ve geçen ayki Cizre olaylarında Abdullah Öcalan’ın “durun” talimatına uyulması da bu arayışları kesmedi.

Haberin Devamı

Kandil’in zaman zaman her an yan çizebilecek “kötü çocuk” konumunda görülmesi de böyle karmaşık bir sürecin kaçınılması zor olgulardan biri olarak görülmesi, aslında sürecinin devalının güvencelerinden biri oldu.

Barış süreci başlarken Abdullah Öcalan ilk Nevruz bildirisinde silahlı mücadele döneminin kesin olarak sona erdiğini, bundan sonra esas olanın demokratik siyasi mücadele olduğunu ilan etmişti.

Demokratik siyasi mücadelenin de ana organının, bir “Türkiye partisi”ne dönüşme çabasında olan HDP’nin olması sürecin doğal akışının icabıdır.

Buradan devam edildiği zaman da HDP’nin 7 Haziran seçiminde yüzde 10 barajını aşarak güçlü bir grupla Meclis’e girmesinin önemli bir dönüm noktası olacağına kuşku yoktur.

HDP’nin barajı aşmasını sağlayacak önemli siyasi unsur da Öcalan’ın silahlara veda açıklamasını yapmasıdır. Süreçteki bu sıçrama, barış umudu içinde HDP’ye oy verme ihtimali olan önemli bir kesimin bunu gönül ferahlığıyla yapmasını sağlayacaktır. Barış süreci ve Kürt siyasetinin geleceği “kritik” bir noktaya gelmiştir. Yüz yıllık bir sorunun, doksan yıllık bir savaşın sona ermesi için birçok kritik nokta aşıldı, bu da aşılmak zorundadır.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR