Oraya da gelirler mi?

Haberin Devamı


12 Eylül davası konuşulurken bir soru duydum: “Ankara’da mahkeme önünde toplanan, 12 Eylül darbesine tepkilerini gösteren kızıl bayraklılar, orak çekiçli bayrak taşıyanlar, 27 Mayısçılar yargılandığı zaman oraya da gelecekler mi?”

Bu sorunun bugünkü cevabı bellidir: Çoğu gelmeyecek. 50’li yılların sonlarında, 60’ların başlarında, Soğuk Savaş koşullarında 27 Mayıs darbesi çok farklı algılanmıştı.

Bunun da ötesinde, Türkiye’de solun, sosyalist sol dâhil, Kemalist etki altında kaldığı gerçeği vardır.

Türk solu, Mustafa Kemal’i ulusal kurtuluş savaşı kahramanı olarak değerlendirirken daha sonra devletçi-milliyetçi bir ideoloji olarak şekillenen “Kemalizm” ile ilişkisini 27 Mayıs’tan sonra da sürdürmüştür.

Bu ilişki, iktidarı ele geçirmek, darbe yoluyla ele geçirmek için ittifak stratejilerine yol açmıştır. O dönemde kendisini devrimci, sosyalist, komünist olarak niteleyen gençlerin “ordu-gençlik el ele” diye bağırmaları da olağan ve yaygın siyasi gösteri unsurlarından biriydi.

***


27 Mayıs darbesiyle gelen 1961 Anayasası’nın “özgürlükçü” niteliği, zihinlerdeki askeri darbelere ilişkin bulanıklığın kaynaklarından biri olmuştur.

O bulanıklık hâlâ devam ediyor. Çok açık “faşist” görüşler ileri sürenler kendilerini solcu olarak görebildiği gibi, adında “komünist” kelimesi bulunan siyasi partiler birçok konuda CHP, hatta MHP ile aynı görüşleri ileri sürebiliyor.

Sosyalist sol, dünya üzerinde özgürlükçülüğüyle ve sadece en alt sınıfların değil haksızlığa uğrayan bütün azınlıkların savunucusu olarak etkinlik sağlamıştır. Türk solu, Kürt meselesi ile ancak 70’li yıllarda tanışabilmiştir.

Türk solunun, en azından kendisini Türk solu içinde gören birçok çevre ve fikrin demokrasi ile ilişkisi hâlâ sorunludur.

Ama Türk sağının da demokrasi ile ilişkisi hâlâ sorunlu.

12 Eylül tartışmalarına iki gündür hızlı bir şekilde katılan Süleyman Demirel’in kendisinin sonradan başbakan ve cumhurbaşkanı olmasını 12 Eylül ile hesaplaşma için yeterli görmesi, sorunun derinliğini gösteriyor.

12 Eylül’den davacı olanların, 27 Mayıs ve 9 Martlardan da davacı olduklarını görmemize biraz daha zaman var.

DİĞER YENİ YAZILAR