7 bin kişi

Günümüzde, gelişmişlik düzeyini gösteren ölçütlerden biri de insanların kitap okuma alışkanlıklarıdır. Türkiye, bu ölçüte göre, ligin en alt sıralarında, en az gelişmiş ülkeler arasında yer alıyor

Haberin Devamı

Günümüzde, gelişmişlik düzeyini gösteren ölçütlerden biri de insanların kitap okuma alışkanlıklarıdır. Türkiye, bu ölçüte göre, ligin en alt sıralarında, en az gelişmiş ülkeler arasında yer alıyor.

* Japonya'da her 100 kişiden 14'ü, Avrupa Birliği ülkelerinde her yüz kişiden 15'i, Amerika'da her yüz kişiden 12'si düzenli kitap okuru.

* Türkiye'de ise 10 bin kişide 1 kişi düzenli kitap okuyor. Gelişmiş ülkelerle aramızdaki farkın kapanacak yerde açılmasının nedenlerinden biri budur.

Cahil cesareti
* Bilgi yarışması programları, dünyada en çok ilgi çeken TV programları arasında. Bazıları onlarca yıldır sürüyor ve o ülkelerin kurumlaşmış bilgi yarışmaları. Türkiye'de ise bu programların benzerleri en çok iki yıl dayanıyor, sonra izleyici bulamıyor.

* Nedeni ise çok basit: Yarışmacıların bilgi düzeyleri inanılmaz derecede düşük. İzleyicinin ilgi göstermesi için yarışmacının bir şeyler bilmesi, üst sıralarda yarışması gerekir.

Bu yarışmalar, ülkemizdeki genel kültür düzeyinin de göstergesi.

Bunun yanında, bilgi düzeyleri çok düşük olanların bu yarışmalara katılmaları da büyük bir cesaret örneği. Buna "cahilliğin cesareti" diyebiliriz.

* Kitap okuyan sayısı bu kadar az, genel kültür düzeyi bu kadar düşük olursa, kaçınılmaz olarak ortalık "cahil ve cesur" insanlarla dolar.

Büyük çoğunluğu kandırmak mümkün olduğunda da cesur cahiller kendilerini ortaya atarlar. Ve başarılı olduklarını zannederler.

Yanlıştan dönmeliyiz
* 40'lı, 50'li, 60'lı yıllarda kitap okunma oranının bugüne göre 8-10 kat fazla olduğu hatırlandığında gerilemenin bugün vardığı boyut daha iyi anlaşılacaktır.

* Türkiye'de eğitimden sorumlu olan bakan ve bakanların ülkemizdeki okuma azlığından yakındıklarını çok sık görürüz.

Görevleri bu önemli soruna çözüm bulmak olan kişilerin de bütün yapabildikleri yakınmak olduğunda soruna çözüm getirmek mümkün olmuyor.

* Okuyan insan sayısını artırabilmek için çok basit birkaç önlem hemen alınabilir.

Örneğin kitapta KDV sıfırlanır, böylece kitap fiyatlarının düşmesi sağlanır. Örneğin, telif haklarında yüksek vergi muafiyet oranlan uygulanır ve insanların kitap yazarak geçinmeleri sağlanır. Örneğin sadece kitap satan dükkânlara gelir vergisi indirimleri getirilir, kitapçı dükkanı açılması teşvik edilir, böylece illere, ilçelere kitap girmesi sağlanır.

Örneğin, TV ve radyo kanallarıyla kitap okumayı teşvik edecek programlar için işbirliği yapılabilir. Örneğin, öğretmen ve öğrencilerin kitap harcamaları için ek vergi iadesi getirilebilir.

Örneğin, kütüphaneler herkesin aradığı kitabı bulabileceği, kolayca üye olabileceği; resmi daire havasından uzak, samimi ve sıcak bir yapıya kavuşturulabilir. Küçük yerleşim yerlerindeki kafelerin bir köşelerini kitaplık yapmaları özendirilebilir...

Yapılabilecek daha birçok şey vardır. Yeter ki Türk vatandaşlarının daha çok kitap okuması istensin. Son 40 yıldır kitap okumaması istendi ve sonuç alındı. Ama bu büyük yanlıştan dönmek için de bir yerden başlanması gerekiyor.

DİĞER YENİ YAZILAR