Seviye meselesi

Haberin Devamı

Bir süredir üç büyük siyasi partinin genel başkanları ve sözcüleri “siyasi” tartışmanın seviyesini düşürme yarışı içinde. Aslında yaptıkları da “siyasi tartışma” değil; laf oturtma, tehdit, hakaret sınıfına giren öfkeli konuşmalardan ibaret.

Siyasi tartışma ancak “siyaset üretebilen” kişi ve kuruluşlar tarafından yapılabilir. Siyaset üretme, çözüm üretme, çözüm arama kabiliyetini kaybetmiş olan siyasilerin ve partilerinin zaman geçirmek için yapabilecekleri de sadece bugün yaptıklarıdır.

***


Cumhurbaşkanı Gül’ün medyanın seviyesiz konuşmaları yayınlamaması önerisinin de uygulanabilirliği yoktur. AKP’ye yakın yayın organları zaten Başbakan’ın konuşmalarını “haklı tepki” olarak yayınlıyor, karşıdakilerin sözleri ise “yine ayıp etti” gibi yorumlarla veriliyor. Aynı durum AKP karşıtı medya için de geçerli. Buna karşılık bu atışmaların dışında kalmaya çalışan, durumu objektif değerlendirmeye çalışan medya her iki tarafın saldırısına uğruyor.

Daha önce yapılmadığı takdirde seçime kadar olan bir buçuk yıllık zamanı bu seviyesizlik ortamında, öfke yağmurları altında geçirmek her toplum gibi bizim toplumumuzu da yoracaktır.

Belki önemli meselelerde siyaset üretemeyenler bu yorgunluktan fayda umuyordur. Ama bundan önce defalarca görüldüğü gibi benzer durumlarda toplumun tepkisi fazla ayırım gözetmeden bütün siyasi yapıya yöneliyor.

Bugünkü ortamın devamından fayda umanlar 2002 seçimini hatırlamalıdır. Türk toplumu, kendisini her bakımdan yoran, siyaset ve çözüm üretemeyen siyasilerin hepsini evlerine gönderdi, henüz bir yıllık bir parti olan AKP’yi iktidara getirdi.

***


Siyasi seviyenin düşmesi, bazı siyasilerce, kendi taraftarlarının ilgisini gerçekten tartışılması gereken konulardan uzaklaştırdığı için ehven bulunabilir.

Örneğin CHP Genel Başkanı, faili meçhul cinayetlerin kurbanlarının bir araya geldiği günde bu konuya değinmiyor, ortaya eski bir türban meselesini atıyor. Bu tercihinin anlamı “faili meçhul cinayetlerin; Sabahattin Ali, Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Hrant Dink cinayetlerinin aydınlanmaması üzerine düşünmeyin”dir. Çünkü toplum bu cinayetlerin neden aydınlanmadığı üzerine düşünürse Baykal’ın Ergenekon avukatlığını da sorgulamaya başlar.

AKP’liler, liderlerinin yine türban meselesiyle ilgili konuşmalarının etkisi altında kaldıklarında “demokratik açılımı neden başaramadık” sorusunu sormayı unuturlar.

Seviyeyi düşürmek, siyasi partilerin ve liderlerin bugününü, birkaç gününü kurtarabilir, ama bugün meselelere dar açıdan ve öfkeyle bakmaya zorlanan toplum, yarın asıl soruları sormaya başlayacaktır.

DİĞER YENİ YAZILAR