Konuşmanın faydaları

Haberin Devamı

İçişleri Bakanı Atalay “demokratik açılım” ya da “Kürt açılımı” konusunda görüş almaya devam ediyor. CHP ile MHP’nin görüşlerini henüz alamadı, ama DSP’ninkini aldı. DSP diğer muhalefet partilerinden çok da kopmak istemiyor, ama konuşarak önemli bir eşiğin daha aşılmasını sağladı.

DSP Genel Başkanı Masum Türker’in, Atalay ile görüşmesinde meşhur “kırmızı çizgiler”den resmen söz edilmesi yerinde olmuştur. Adına “kırmızı çizgi” denilerek önemi vurgulanan iki unsur var ve her ikisinin de kamuoyunca paylaşıldığı biliniyor. Biri, “üniter devlet” diğeri de “tek resmi dil Türkçedir” meselesi. Her iki konuda da kimileri farklı görüşleri savunabilir, onlara başka türlüsünün neden düşünülmeyeceğini anlatmak durumunda olan da yine siyasettir.

***


DSP Genel Başkanı Türker’in, İçişleri Bakanı’na da söylediği önemli bir öneri bulunuyor: Seçim barajının sıfıra inmesi ve bütün partilerin demokratik yarışıyla gerçekleşecek bir seçime gidilmesi. Önerilen, “demokratik açılım” kavramı içinde yer alması gereken bir unsurdur ve sadece Kürt vatandaşların değil, bütün vatandaşların Meclis’te tam temsilini sağlayacaktır.

Türker’in üzerinde durduğu bir önemli unsur da Başbakan’ın bizzat direksiyon başına geçmesidir.

Başbakan’ın DTP Genel Başkanı Türk’ü “AKP Genel Başkanı” sıfatıyla kabul etmesi, koordinasyonun görevi çok farklı bir alanda olan bir bakanlıkça, İçişleri Bakanlığı eliyle yürütülmesi gibi “oyunlara” hızla son verilmeli ve bütün çalışmalar Başbakan tarafından yürütülmelidir.

***


Türker’in Atalay ile görüşerek bazı konulara dikkat çekmesinin kuşkusuz bu sürece önemli faydaları olacaktır. Başbakan’ın “işin başına geçmesi” önemlidir.

Ayrıca, konu “demokratik açılım” olarak niteleniyorsa açılımın toplumsal hayatın başka alanlarına da yayılması ve seçim barajının sıfırlanması gibi meselelerin de bu çerçevede ele alınması gerekiyor.

AKP hükümeti, Başbakan’ın önceki gün Meclis’te yaptığı konuşmayla “siyasi irade”sini hem siyasi bir çerçevede hem de insani boyutlarıyla en güçlü şekilde ortaya koydu.

Bu iradenin içinin “doldurulması”, içeriğinin oluşması da hâlâ toplumun en geniş katılımının sağlanmasına bağlıdır.

DSP görevini yaptı, sivil toplum örgütleri de yapıyor.

CHP ile MHP de bu sürece korkuyla değil güvenle bakmayı başarırlarsa kazanan, Türkiye olacaktır.

DİĞER YENİ YAZILAR