Yüzde 30’a çıkar mı?

Son dönemin kamuoyu araştırmaları Başbakan Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olması durumunda bile AKP’nin genel seçimdeki oy oranının yüzde 30’un altına düşmeyeceğini gösteriyor

Haberin Devamı

Son dönemin kamuoyu araştırmaları Başbakan Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olması durumunda bile AKP’nin genel seçimdeki oy oranının yüzde 30’un altına düşmeyeceğini gösteriyor.

Bu, bütün diğer partiler açısından “iktidar ihtimali olmadığını bile bile seçime girmek” anlamına geliyor.

AKP dışındaki bütün partiler bu durumu “kader” olarak kabul edebilir ve son çare olarak fazla sert ve sivri seçim kampanyalarıyla “kuğunun son ötüşü” sahnesini oynayabilirler.

Ama bu kaderi değiştirebilecek bir ihtimal halen geçerlidir. O da kendilerine sol, demokratik sol ya da sosyal demokrat diyen üç partinin, hatta belki daha küçük başka sol partilerin de katılacağı bir ittifaktır.

Bazı araştırmalara göre eğer CHP-DSP-SHP seçime birlikte girmeyi başarırsa, hatta bazı görüşlere göre örneğin Kemal Derviş gibi bir ismi seçim öncesinde başbakan adayı olarak ilan ederlerse yüzde 30’u zorlamaları ve iktidar seçeneği oluşturmaları mümkündür.

Buna karşılık, aralarında Cumhuriyet Gazetesi sözcülerinin de bulunduğu bazı kesimler bir “ulusalcı-milliyetçi cephe” önerisi getiriyor. Bunun anlamı da CHP ile MHP, DYP, ANAP’ın bir cephe oluşturarak yüzde 30’u zorlamasıdır. Bunlar temel çatışmayı “İslamcılık mı milliyetçilik mi” şeklinde koyuyor ve AKP’nin temsil ettiği İslamcılığa karşı milliyetçi cephe öneriyorlar.

***

1970’li yıllarda Süleyman Demirel de sola ve CHP’ye karşı Erbakan ve Türkeş ile “milliyetçi cephe” hükümetleri kurmuş ve toplumdaki çatışma ortamını yatıştırmak yerine kışkırtacak tavırlar almıştı.

Bu durumdaki en büyük tuhaflık CHP’nin durumuyla ilgilidir.

Kimileri bu partinin “milliyetçi cephe”nin başını çekmesini kimileri de “sol ittifakın” başını çekmesini istiyor.

CHP’nin bu iki beklentiye de cevap vermesi güç görünüyor. Baykal ve ekibi, şu andaki karmaşanın devam etmesi ve bir dönem daha Meclis’e girme peşinde. Eğer AKP fazla oy kaybeder, bir CHP-MHP koalisyonu kurulur, partileri bir kez daha iktidara kenarından tutunursa onlar için “çok âlâ” olacak. Ama bunu bile açıkça söyleyemeyecek bir siyasi kaypaklık içindedirler.

CHP-DSP-SHP üçlüsünün bir demokrasi programıyla ittifak kurarak seçime girmesi belki yüzde 30’a ulaşan bir oy oranı yakalamalarını sağlar. Ama CHP’nin bunu yapmayacağı çok bellidir.

Dolayısıyla AKP halen seçeneksiz iktidar adayı olarak duruyor.


*****

not: DTP’ye ceza yağmuru
Son günlerde DTP’li yöneticilere, yerel yöneticilere ve önde gelen isimlerine hapis cezaları yağıyor. Bunların bazılarının anlaşılır yanı olduğunu söylemek zor. Ancak böyle arka arkaya cezalar yağdırılmasının sanki bir seçim öncesi “yıldırma operasyonu” görüntüsü veriyor. Kuşkusuz yargının işlemesinin seçimlerle ilgisi yoktur. Ama bütün bunlar arka arkaya geldiği zaman, özellikle dışardan bakıldığı zaman oluşan görüntünün sonuçlarını düşünmek gerekiyor.

Ülkede gerilim olması ya da olmaması aslında yargının işleyişini de etkiler. Bu, dünyanın her tarafında böyledir. Eğer seçimlere böyle artan bir gerilimle gidilirse bunun sonuçlarının bütün Türkiye’nin aleyhine olacağını da görmek gerekiyor.

DİĞER YENİ YAZILAR