Normale dönüş

Beş yıldır “normal” olmayan bir ortamda yaşıyoruz. Bu beş yılda bir yargı darbesi, bir sokak darbesi, bir askeri darbe girişimi oldu.

Yargı darbesi 2012’de önce MİT başkanının, ardından Başbakanın tutuklanması girişimiydi. Başbakan ve MİT başkanı, barış süreci dolayısıyla “vatana ihanet”ten yargılanacaktı. Bu girişim başarısız oldu.

Gezi olayı, bazı yönetim zaafları ve provokasyonlarla bir sokak darbesine dönüştürülmeye çalışıldı. Bu girişim de başarılı olmadı.

Malum askeri darbe de üç buçuk ay önce denendi. Bu girişim de başarılı olmadı.

Bu yaşananlar demokratik sistemin işlediği, normal ülkelerde yaşanmıyor. Adına halen üçüncü dünya ülkesi denilen ülkelerde benzerlerini görebiliyoruz.

Bu üç darbe girişimi de her ülke için çok ağır bir yüktür, halkı çok yoran bir yüktür. Bu yük ülkenin üzerine çökünce de bütün kurumsal zaaflar ortaya çıkmıştır.

Bunu toparlamak için gereken “normalleşme” hamlesine henüz başlamış değiliz. İçerdeki çatışma ortamı sona ermemiştir. Dışarıda da askeri hamleler yeni durumlar yaratmıştır.

Haberin Devamı

Normalleşmeye geçebilmek için birinci temizlik alanı kaçınılmaz olarak yargının hızlanmasıdır. Yargı hızlanabilirse tutuklamalar ve işten atmalarla ilgili ayıklama aşamasına ulaşabiliriz.

Bu kadar çok tutuklama, gözaltı ve işten çıkarmanın hepsinin gerekli ve doğru olduğunu savunmak zordur. Şu andaki soruşturma, kovuşturma ve suçlama sistemleri de normal duruma dönmemiz için engel haline gelmiştir.

Hapishanelerde ne kadar az insan olursa bir ülke o kadar normal olabilir. Atlattığımız üç darbenin de bir daha tekrarlanması ihtimalini yok etmenin bağlı olduğunu görecek tecrübemiz de var. Hapishanelere çok insan konulması, ilaç olmak bir yana her zaman başka sorunların kaynağı olmuştur.

Amaç en kısa zamanda normalleşme olarak tespit edildiği zaman, şu andaki gerilimin ve ağırlığın önemli kısmını geride bırakabiliriz. Normalleşme yolunda gecikmek de yeni gerilimler ve sıkıntılar yaratmaktır.

DİĞER YENİ YAZILAR