Gazete Vatan Logo

O pankarta sert tepki gösterdi

Erdoğan dün Batman'da KCK davasını eleştiren Kürtçe 'Milli iradeyle gelen yargılanamaz' pankartına sert tepki gösterdi

Başbakan, Batman’a gitmeden önce Batman Halk İnisiyatifi
tarafından ‘Başbakan’ı karşılamayın, Batman’a sokmayın’ yazılı bildirilerin dağıtılmasına sert tepki gösterdi.

Erdoğan, “Başbakan Batman’a sokulmasın” bildirisini eleştirdi, “Bunlar aslında aydınlıktan korkuyorlar, bunlar aslında demokrasiden, özgürlükten korkuyorlar” dedi.


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün Batman’da yaklaşık 10 bin kişiye seslendi. Erdoğan, 12 Eylül’deki halk oylamasında Batmanlıların bütün tehditlere, bütün korkutmalara rağmen özgür iradesiyle sandığa gidip yüzde 95 gibi yüksek oranda özgürlüklere, ileri demokrasiye, hukukun üstünlüğüne ’evet’ dediğini söyledi. Erdoğan, önceki gece kentte bazı evlere kendilerine Batman Halk İnisiyatifi adını veren grubun, ’Başbakanı karşılamayın, Batman’a sokmayın’ yazılı bildiriler dağıtmasına, isim vermeden değindi. Başbakan’ın mesajları şöyle:




AYDINLIKTAN KORKUYORLAR: İlginçtir, tıpkı 12 Eylül halk oylamasında olduğu gibi bu açılış töreni öncesinde Batmanlıları sindirmek, bu açılış töreninden uzak tutmak için o malum odaklar harekete geçti. Batmanlı Başbakanı karşılamasın, Batmanlı Başbakanı dinlemesin, Batman bu açılış heyecanını yaşamasın diye her türlü antidemokratik baskıcı yönteme başvurdular. Bunlar aslında ışıktan korkuyorlar. Bunlar aslında aydınlıktan korkuyorlar, bunlar aslında demokrasiden, özgürlükten korkuyorlar. Yıllarca yoksulluğu sömürdüler. Şimdi de çıkıyorlar, buraya yapılan yatırımları, hizmetleri hazmetmediklerini gösteriyorlar. Yoksulluk devam etsin ki, Batman’ı istismar edelim istiyorlar. Bataklık kurumasın ki, bataklıktan rant sağlamaya devam edelim istiyorlar.



NECİP FAZIL’DAN ÖRNEK: Birileri konuşuyor, biz hizmet, çare üretiyoruz. Üstad Necip Fazıl Kısakürek ne güzel söylemiş, ’Devler gibi eserler bırakmak için karıncalar gibi çalışmak lazım’ demiş. İşte biz dev gibi eserler bırakmak istiyoruz, karınca gibi durmaksızın yorulmaksızın çalışıyoruz. Aşık Veysel’in dediği gibi ’uzun ince bir yoldayız gidiyoruz gündüz gece.’ Gideceğiz gündüz gece. Biz şehirlerimizde eserler bırakmak istiyoruz. Biz Türkiyemize eserler bırakmak istiyoruz. Asıl önemlisi de biz gönüllerde eserler bırakmak istiyoruz. Zira biz gönüller yapmaya geldik. Biz gönüller kazanmaya geldik. Biz değerli kardeşlerim bu millete efendi olmaya değil, biz sizin hizmetkarınız olmaya geldik. Bizim farkımız bu. Hz. Mevlanın dediği gibi ’biz dünyaya kırmaya, dökmeye, ayırmaya, kutuplara bölmeye değil birleştirmeye, buluşturmaya kırılanı tamir etmeye geldik. Dikkatinizi çekiyorum bizim dilimiz hiç bir zaman ayrışmanın dili olmadı. Bizim dilimiz hiç bir zaman kutuplaştırmanın dili olmadı. Biz Batman’a gelip farklı İstanbul’a gidip farklı konuşmadık. 8 yıldır gönül diliyle konuşuyor, kardeşlik diliyle konuşuyor kalbimizden yüreğimizden sizlere sesleniyoruz. Yusuf Has Hacib’in güzel bir sözü var, ’Ok düz olmasaydı doğru gitmezdi’ Biz düzgün olacak, doğru gideceğiz.



8 YILDA NELER OLDU?

8 yıl önce ben bu meydanda yine konuştum. Yine bu meydan tıklık tıklım doluydu. Fakat 8 yıl öncenin Batman’nını şöyle aklınıza bir getirin birde bugünün Batmanını aklınıza getirim. 8 yıl önce Batman neredeydi bugün nerede? Lütfen bunun muhasebesini yapın. Bu ülkedeki anlamsız yasakların, özgürlüklük önündeki çağdışı kısıtlamaları biz kaldırdık. Telaffuz dahi edilemeyen konuşulmayan tartışılmayan meseleleri özgürce konuşulabilir tartışılabilir noktaya taşıdık. Bakınız, sizlerle samimi olarak bir şeyi dertleşeceğim. 8 yıl önce buraya geldiğimizde o zaman bize ne demiştiniz? Dediniz ki bakınız şu OHAL’i kaldırın, şu Çekiç Gücü gönderin, biz sizden başka bir şey istemiyoruz dediniz. Ve biz OHAL’i kaldırdık mı, Çekiç Gücü gönderdik mi? Cezaevlerinde anadiliyle konuşulabiliyor muydu, şimdi rahatlıkla konuşulabiliyor.

HİZBULLAH’I UYARDI...

Şunu iyi biliyoruz. Bizim medeniyetimizde olduğu kadar üç semavi dinde can kutsaldır. İnsanın hayatı kutsaldır. İnsan yeryüzündeki varlıkların en şereflisidir. Kimki bir cana kıyarsa bilsinki bütün alemin canına kıymış gibidir. İslam kelimesiyle, Müslüman kelimesiyle, terör kelimesini cinayeti saldırıyı katli ve bunları yanyana kullananlar bizzat Müslümanlara büyük haksızlık yapmış olurlar. Zira, İslam, barış olan kelimeden gelmektedir. Anlamı barış olan İslam teröre müsaade eder mi? Etmez. Bu İslam dinine büyük saygısızlıktır. Dolayısıyla Müslümanlar hiçbir zaman ne olursa olsun cana kast edemezler, eğer kast ediyorsa ona bizim Müslüman dememiz mümkün değildir. Bu kadar açık konuşuyorum. Bu din yaşatmak için gelmiştir. Hiç kimse, kendi şahsi hırslarını kendi yanlış düşüncelerini bu dine mal etme hakkına sahip değildir. Hiç kimse İslam ile öldürmeyi yan yana gösterme cüretine sahip olamaz, olmamalıdır. Şu anda, dünyada bazı art niyetli kampanyalarla İslam ve Müslümanlar terörle cinayetle özdeş hale getirilmek isteniyor. Bazıları da ne yazıkki bu kara kampanyaya alet oluyorlar. Bizim buna müsaade etmemiz mümkün değil. Afganistan’da, Mısır’da diğer farklı ülkelerde ne yazıkki gibi Türkiye’de de zaman zaman buna şahit oluyoruz. Tekrar ediyorum. İslam yaşatmak için gelmiştir. Bunun tersini iddia edenlere karşı tüm milletimin uyanık olması gerekir, bunu sizlerden özellikle rica ediyorum.

Ergenekon’a su taşıdılar

“Bu bölgede benim Kürt kökenli vatandaşlarımın duygularını istismar edenler getiğimiz dönemde çok büyük bir samimiyet testinden geçti” diyen Erdoğan, şöyle devam etti: “Yıllarca parti kapatmalardan, partileri kapatıldığı için mağdur görüntüsü çizdiler ama gelin anayasayı değiştirelim parti kapatmalarının önünüe geçelim dediğimizde, kendi arkadaşlarına baskı uygulayıp Meclis’te sandık başına göndermediler. Millete benim buradaki kardeşlerime baskı uygulayıp sandıklara göndermediler 12 Eylül’de. Hani özgürlükçüydünüz? Hani demokrattınız? Hani siz evrensel hukuk normlarını istiyordunuz? 12 Eylül’de kimin ne istediği ortaya çıktı. 12 Eylül’de kimin samimi olduğu kimin de istismar peşinde olduğu ortaya çıktı. 12 Eylül’de hayır cephesiyle işbirliği yaptılar, çetelerin değirmenine, Ergenekonun değirmenine su taşıdılar. Yıllarca şikayet ettikleri meselelerin ortadan kalkmasını istemediler. Doğu ve Güneydoğulu vatandaşım bunu görsün kimin istismarcı, kimin samimi olduğunu görsün. Kimin çözüm istediğini, kiminde ülkemin hassasiyetini kaşıyarak tahrik siyasetiyle ayakta kalmaya çalıştığını benim milletim görsün.”



CHP'Lİ VEKİLİ ELEŞTİRDİ

Başbakan Erdoğan, Batman’da isim vermeden CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ü şöyle eleştirdi: “Geçen gün bir milletvekili ‘PKK da, güvenlik güçleri de silah bıraksın” dedi. Bunu diyen bir milletvekili, bunun mantıklı bir izahı olur mu? Terör örgütü tabii ki silah bırakacak ama silah güvenlik gücünün bir enstrümanıdır, onun tamamlayıcı bir unsurudur. Güvenlik gücü silahıyla dolaşır. Ne için? Mal güvenliğini, can güvenliğini sağlamak için, keyfi olarak değil. Bunu söyleyen de maalesef anamuhalefet partisinin bir milletvekili. Biz doğruya talibiz. Kardeşliğimiz, birliğimiz, bütünlüğümüz için ne gerekiyorsa, hangi adımın atılması gerekiyorsa onları attık ve atmaya devam ediyoruz. Demokrasi kazansın diyoruz, yeter artık insanlık kazansın diyoruz. Yeter artık kardeşlik diyoruz. Biz diyoruz ki, yeter artık silah tüccarları kazanmasın, artık gençler kazansın diyoruz. Ülke kazansın diyoruz. Batman kazansın diyoruz.”




Batman gezisine Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu ve Başbakan’ın kızı Sümeyye Erdoğan da eşlik etti.

Erdoğan, Dişli’nin kızı Merve’nin nikah şahidi

BAŞBAKAN Erdoğan ile KKTC Başbakanı İrsen Küçük, AK Parti Sakarya Milletvekili Şaban Dişli’nin kızı Merve’nin İstanbul Kongre Merkezi’nde yapılan nikahında şahitlik yaptı.

Çiftin nikahını, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş kıydı. Nikah şahitliklerini ise Başbakan Erdoğan ve KKTC Başbakanı Küçük’ün yanı sıra Devlet Bakanları Hayati Yazıcı ve Egemen Bağış, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu,
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker yaptı. Bankacı Merve Dişli ile bilgisayar mühendisi Fatih Danacı’nın düğünü, basına kapalı yapıldı.

Bu arada, Erdoğan’ın havalimanından nikaha gidişi sırasında, Serkan Gölçik yönetimindeki araç, Vatan Caddesi sapağında Başbakan’ın konvoyundaki bir trafik ekip otosuna çarparak ters döndü. İki koruma aracı hasar gördü.

4 BİN 600 POLİSLE KORUNDU

Batman'da Erdoğan için çok sıkı güvenlik önlemleri uygulandı. Polis ve özel harekat timleri Başbakan'ın çevresinde etten duvar ördü. Çevre illerden yapılan takviyelerle kentte toplam 4 bin 600 polisle güvenlik sağlandı. Bir Heron şehrin üzerinden uçtu. Erdoğan konuşurken bir grup genç protesto gösterisi yaptı.

Haberin Devamı