Türkiye'nin onurunu kim kurtaracak?

Türk Silahlı Kuvvetleri İskenderun'da batan atık yüklü gemi Ulla'nın çıkarılması gerektiğini söylüyor

Haberin Devamı

Türk Silahlı Kuvvetleri İskenderun'da batan atık yüklü gemi Ulla'nın çıkarılması gerektiğini söylüyor.

Bu sonuca Genelkurmay'a bağlı dalgıçların yaptığı dalışlardan sonra varılıyor.

Dışişleri Bakanlığı ise çevreyi koruma konusunda onurumuzu çoktan yitirmiş olduğumuzun farkında değil herhalde, bu geminin çıkarılması Türkiye'nin onurudur diyor.

Tabii dört buçuk yıl kendi karasularında tehlikeli atık yüklü bir şekilde bekleyen yabancı bandıralı bir gemi için yazışmadan öte bir şey yapmayan Dışişleri Bakanlığı'nın bu açıklaması komik kaçıyor.

Ama asıl komedi Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe'nin açıklamasında.

Çevre ve Orman Bakanı Pepe, Bolu'da düzenlenen Orman Bakanlığı istişare toplantısında konuşuyor ve geçtiğimiz gün Orman Bakanlığı önünde eylem yapan
Greenpeace üyelerini eleştiriyor:

Bilen bilmeyen herkes bu konuda konuşuyor. Gemide 220 ton toksik atık vardı. Bu atıklar 3 kilo krom-6 içeriyor. Bunlar suyla temas edince krom-3 oluyor. Krom-3, tabiatta bulunan kromun ta kendisi.

Birincisi, "tabiatta bulunan krom" ne zamandan beri denizlerden elde ediliyor, Sayın Bakan'a onu sormak lazım. Sonra şunu da soralım: "Tabiatta bulunan kromun ta kendisi"nin bulunacağı en uygun yer İskenderun Körfezi mi?

Bırakalım bunları, böyle bir geminin bir türlü kara sularımız dışına çıkarılamayışını es geçmiş gibi görünüyor Bakan.

Bir kere bu başlı başına bir sorun.

Greenpeace üyeleri için söylediklerine ne demeli.

Tüm dünyada çalışmaları saygı gören, birçok ülkenin çevre politikalarının belirlenmesinde etkili olan bir örgüt için bunları söylüyor Türkiye'nin Çevre Bakanı.

Sonra hâlâ Ulla'yı çıkarmak Türkiye'nin onurudur diyoruz. Kim diyor? Bir başka Türkiye Cumhuriyeti bakanlığı olan Dışişleri.

Bakalım onurlu muyuz çevre konusunda yoksa onursuz mu?

İzleyip göreceğiz.

Hani Çin'den turist gelecekti?
Çin pazarı giderek daha fazla iştah kabartır hale geliyor. Başta sadece Çin mallarının ülkemizi istilasına tanık olurken artık gazetecilerimizin Çin gezilerini okumaya başladık.

Çin'le ilgili son gelişme turizm konusunda. Malum Çinliler nüfus olarak çok kalabalık. Katı devlet idaresi yüzünden yurt dışına ellerini kollarını sallayarak çıkamıyorlar. Ancak Çin devletinin izin verdiği ülkelere gidebiliyorlar.

Şimdi Çin hükümeti turistik amaçlı seyahatleri serbest bırakmış. Gerçi gidilebilecek ülkeler arasında Türkiye yok. Daha çok Avrupa ülkeleri var.

Sorun şu ki aklımıza Varyag diye bir şey geliyor.

Hatırlarsanız Çin Ukrayna'dan satın aldığı inşa halindeki uçak gemisi Varyag'ı boğazlardan geçirmek isteyince büyük sorun çıkmıştı.

Başta Çin'in bir uçak gemisine sahip olmasını istemeyen ABD, geçiş izni verilmemesi için lobi yapmış, buna karşılık Çin de biz Varyag'ı uçak gemisi değil, eğlence gemisi yapacağız cevabını vermişti.

Biz de Çin'e inanmış, izni vermiştik.

Ama izni vermemizdeki en büyük etken Çin'in bize göndereceğini söylediği turist sayısıydı.

Hesapta Çin turist göndereceği ülkeler listesine Türkiye'yi de alacak, böylece turizmimiz ihya olacaktı.

Peki ne oldu?

Varyag çoktan gitti. Ama geminin geçişinin üstünden bu kadar vakit geçmesine rağmen bir Çin'le bir turizm münasebeti başlatılamadı.

Ve Çinliler akın akın Avrupa'ya gidiyor.

Kandırıldık diyeceğim ama o kadar saf bir millet olmadığımızı düşünüyorum.

En azından düşünmek istiyorum.

Herhalde zamanında Çin'den turist sözü alan devlet kurumları Çin'e soracaklardır ne oldu bizim turistler diye.

Hiç kimse yapmazsa Turizm Bakanı Erkan Mumcu kesin ilgilenecektir bence bu Çin olayıyla.

3. köprüden Allah korusun
Ulaştırma Bakanlığı Demiryollar Limanlar ve Havameydanları İnşaatı (DLH) Genel Müdürü Niyazi Zalgı, yapılması düşünülen üçüncü Boğaz Köprüsü için,

Herkes çok iştahlı. Para var da biz mi bilmiyoruz? Hem tüp geçit hayata geçtiğinde üçüncü köprü ihtiyacı ertelenir demiş.

Genel Müdür haklı haklı olmasına ama her gelen iktidarın iki konuda çok hevesli olduğunu görürüz.

Bunlardan biri üçüncü köprü yapma hevesidir.

Mutlaka konuyla ilgili açıklamalar yapılır, en azından 2-3 hafta bu konu tartışılır.

Hükümetlerin heveslisi olduğu ikinci konu da Ankara - İstanbul hızlı tren projesidir biliyorsunuz.

AKP iktidarının hızlı tren hevesinin nelere mal olduğunu gördük.

Üçüncü köprü için çalışmaya başlarlarsa neler olabileceğini düşünmek bile istemiyorum.

DİĞER YENİ YAZILAR