Başbakan'ın yeni cicileri

Meşhur ABD gezisi sonrası okumuştuk gazetelerde. Başbakan Tayyip Erdoğan Bush'un eskortlarının motorlarını çok beğenmiş, kendisine de bunlardan alınmasını istemişti

Haberin Devamı

Meşhur ABD gezisi sonrası okumuştuk gazetelerde. Başbakan Tayyip Erdoğan Bush'un eskortlarının motorlarını çok beğenmiş, kendisine de bunlardan alınmasını istemişti. Nihayet Başbakan'ın yeni cicileri alınmış ve basına tanıtılmış. Gözümüz yok, polislerimiz kazasız belasız binsinler.

Kendi adıma söylemek isterim, hiç öyle bir motorlu eskort fantezim olmadı. Anlaşılan Başbakanımız'ın böyle bir hevesi var. Şöyle makam aracının camından bakınca hemen yan tarafta öne geçip duran motorların görüntüsü.

Tam bir Mr. President filmi sahnesi.

Ama ister istemez merak ediyor insan. Ne gerek vardı bu motorlu korumalara diye. Bildiğimiz, zaten Başbakan'ın konvoyu yeteri kadar kalabalık. Bir yerden bir yere gideceği zaman trafik uzun konvoy sayesinde birbirine giriyor. Hele bir de İstanbul'a gelince vay halimize. Çünkü o zaman Başbakan'ın araçlarına bir de Sayın Valimiz'in araçları ekleniyor.

Malum İstanbul Valisi Muammer Güler, Tayyip Erdoğan isterse günde üç sefer İstanbul'a gelsin gitsin, üçünde de karşılayıp uğurluyor.

Bir Atatürk Havalimanı'na, bir Sabiha Gökçen'e. Zor valla adamın işi.

Neyse, gelelim Başbakanımız'ın motorlarına...

Bu, Bush karizması yaratma maksatlı motorların adedi 17 bin euro'ymuş.

15 adet var, eder 255 bin euro.

Türk parasıyla 433 milyar.

Derim ki, bir yerde görürseniz Başbakanımız'ın yeni motorlarını, sindire sindire bakın. Malum parası sizin cebinizden çıkıyor.

Bir de aklınıza olsun.

Bu motorlu koruma işini kafasına takmış bir Başbakan daha var geçmişte.

Necmettin Erbakan.

O da vakti zamanında böyle bir ekip kurdurup dolaşmış memleketimiz caddelerinde, kırmızı ışıkları takmadan.

Bir sorum var size.

ABD batımızda mı kalır doğumuzda mı?

Hayır doğudaysa sorun yok ama batımızda ise o zaman şu batı taklitçisi lafı bayağı bir beynimi kurcalayacak da ondan.

Çocukların posası
Bu aralar hep zina konuşuluyor. Kadın ve erkek üzerine yorum yapılıyor ama çocuklardan hiç bahseden yok. Çünkü malum, çocuklar duymazlar ya hiçbir şeyi.

Aslında her zaman haberleri vardır çocukların anne ve babalarının yaptıklarından.

Kavgalarından, sıkıntılarından hatta sevişmelerinden bile. Ama büyükler ısrarla zamanında çocuk olduklarını da unutup gizlerler kendilerine göre yaşadıklarını çocuklarından. Bu durum gün gelip bir diziye konu bile olabilir bizde olduğu gibi. Ama tabii çok farklı bir toplum olmamızdan dolayı konusu "Çocuklar Duymasın" olan bir dizinin etrafında bile dönen tartışmalar farklı olabiliyor.

Düşünün bir isterseniz. Çocuklar Duymasın dediğinizde aklınıza ne geliyor?

Tamer Karadağlı, grup seks, şantaj, Rus hayat kadınları, aldatma, boşanma, Tony, pahalı cipler vs..

Fark ettiyseniz aklınıza gelenlerin içinde hiç çocuk yok. Nitekim yayınlanan dizinin de artık çocuklarla ilgisi yok. Her yerde olduğu gibi burada da sömürülüyor çocuklar.

14 Eylül'den itibaren dizinin adı şu olacakmış;

Çocuklar Ne Olacak?

Yani diyor ki Birol Güven;

Yaptık bişey şimdi neremize napalım bunları. Veya şöyle diyor da olabilir;

Posasından da bişeyler çıkaralım da öyle bitiririz bu diziyi.

Çok anne babalar gördüm çocuk yaptıklarına pişman olan. Çocuğunu başından nasıl atacağını şaşıran insanlar tanıdım. Birol Güven'in o anne babalardan ne farkı kaldı?

Aslında haksızlık etmeyelim. Bir farkı var Birol Güven'in diğerlerinden. O hiç olmazsa açık açık soruyor "Çocuklar Ne Olacak" diye. bu arada benim Birol Güven'e nasıl olsa çekmeye devam edeceği için, birkaç dizi ismi önerim olacak:

Çocuklar Ayrı Eve Çıktı

Çocuklar Hızlandırılmış Trende (macera filmi versiyonu)

Çocuklar Büyüdü

Çocuklar Evleniyor

Çocuklar Çocuk Yapıyor

Çocuklar Duymasın-Efsane Geri Döndü (Pınar Altuğ ve Tamer Karadağlı diziye döner. Türk halkı unutmuştur nasıl olsa)

Çocuklar Dedelerinde Kalsın (Burada Havuç otel odasında seks yaparken görüntüleri yayınlandığı için diziyi bırakır ve Savaş Ay'ın oğlu Ulaş Ay'a röportaj vererek ABD'ye gider)

Çocuklar Kusturdu-10 000'inci bölüm.

Kadirizm tavan yaptı
"Zina insanın yaradılışında var. Ama ben asla yapamam. Bu yüzden de evlenmiyorum."

Bu tarihi cümle Kadir İnanır'a ait.

Kadirizmin dehşetengiz bir özelliğini daha öğrenmiş olduk.

Yalnız mana olarak bakarsanız cümle bir anda karşınıza beş bilinmeyenli bir denklem gibi çıkıyor.

Şimdi baştan alalım:

* Eğer zina insanın yaradılışında varsa ve Kadir İnanır yapamıyorsa o zaman kendisinin yaradılışında bir sorun olmuş demektir.

* Zinanın teknik olarak sadece evli olan insanın yapabileceği bir şey olduğuna inanan Kadir İnanır'ın kız arkadaşlarının dikkatli olmasında fayda var.

Çünkü birisiyle bir ilişki sürdürürken başkasıyla birlikte olmak zina değil Kadir Abi'ye göre. Bu herhalde kaçamaktan sayılıyor.

* Ama en güzeli son cümle. Evlenmemek için bundan daha baba bir bahane duyduğumu hatırlamıyorum.

- Sevgilim evlenemeyiz...

- Neden aşkım?

- Çünkü ben zina yapamam!

- Nasıl yani, evlenmeyince yapabiliyor musun?!

- Ama o zaman zina olmuyor ki.

- Hmmm tamam o zaman. Gel sana bi sarılayım aşkım Kadirim benim! Sıradaki parça bize gelsin olur mu aşkım?

- Sıkıysa gelmesin.

DİĞER YENİ YAZILAR