Devlet babaya küsüm devlet anayı bekliyorum

Adamcağız kendi memleketi Fransa’dan belli ki huzursuzluk duymuş, yapılan bir şeyler ters gelmiş, o da isyanını dile getirmiş ve “Bu ülkeden çekip gitmek istiyorum” demiş. Vay sen misin böyle diyen? Sosyal medyada hemen her şey yayılıyor ya, bizim hiç bir şeyi okumadan, bilgi sahibi olmadan her şeyi bilen, kimin haberi olduğunu, ne mesaj verdiğini anlamak gereği duymadan ahkâm kesmek merakındaki vatandaşlarımız bir üstlerine alınmışlar, bir alınmışlar ki sormayın. Demediklerini bırakmamışlar Gerard Depardieu’ya.

“Seni tutan mı var? Bu ülkede aldığın nefes haram” demiş birisi. Bir diğeri: “Cennet vatanımızı beğenmeyenin cehenneme kadar yolu var” diye hırsını ifade etmiş. Küfürle başlayan cümlesini “....git. Hem sanatçı olmuşsan da bu ülkenin sayesinde şerefsiz” diye tamamlamış bir başkası. “Durduğun hata, ne duruyorsun ki? Bu ülke zaten Müslüman ülke” diye yazmış kızgınlardan birisi, en azından Depardieu’nun Müslüman olmadığını isminden çözerek. “Memnun oluruz, bir hain azalır”, “Git, bir pislik azalır” diye devam eden yorumları okurken acaba diye düşündüm, Fransa’da bu kadar tepki görmüş müdür sanatçı? Gördüyse bile sanırım bu kadar küfür yememiştir.

Haberin Devamı

Darmadağın oldum

Bu komedi unsurlu sosyal medya haberi aslında dikkatli okuma, araştırma, empati kurma ve sağduyulu olma konusunda özürlü toplumumuzun kimlik ve kişilikleri konusunda hassaslaştığı zamanlarda ne kadar fevri ve elinden gelirse yıkıcı olabileceğini göstermesi açısından dikat çekici. Çünkü bu bahsettiğim eksikliklerden dolayı yaşananların hepsi de Gerard Depardieu olayındaki gibi tebessüm yaratmıyor. Tam aksine; her gün daha fazla özlediğimiz barış ve birlik beklentisini şiddete, kana bulayıp aşağıya çekiyor.

Son günlerde duyduğum; acıdan nefesimi kesen, gözlerimi sürekli yaşla bulandıran şehit haberlerimiz ve seçimin ertesinden itibaren geleceği ayan beyan ortada olan parçalanma ve çatışma ortamı hepimizi moral, ruhsal ve zihinsel olarak darmadağın etti... Devlet Ana kavramı unutuldu artık. Belki de ataerkil sistemi savunan ve her fırsatta kadının toplumdaki yerini geriye çeken yöneticilerimiz sırf devletin ana değil de baba olduğunu göstermek için sertleşiyorlar. Hani baba disiplin erkidir ya. Mazlum vatandaşını azarlıyor devlet babanın tesilcileri. Fedaileriyle korku salıyorlar fakir, fukaranın yüreğine. Yerde sürüklüyor, yumrukluyor, sindiriyor memurunu, talebesini, işçisini, köylüsünü. Talebesini gazla, mermiyle perişan ediyor. İstediğini yazmazsa gazetecisini cezalandırıyor. İstediğini işsiz bırakıyor, istediğini zengin ediyor. Generallerini, subaylarını komplolarla suçlayıp cezaevine tıkıyor. Benim bildiğim kadarıyla, devlet erkânıyla düşmanını davul zurna sınırda karşılayıp bağrına basan ve kendi ordusunun yönetim kadrosuna savaş açıp hapiste çürüten başka bir hükümet hiç olmadı. Tarihte de bir ilk ve tek olabilir bu bize karmaşık, ama kimilerine planlı bu durum.

Haberin Devamı

Bir gurup yaşananlar karşısında avuç kaşıyarak oy hesabı yaparken sade vatandaşımız kendi imkânları içinde sosyal medyadan neler olup bittiğini anlamaya çalışıyor. Herkes kendi anladığı, yorumladığı, inandığı veya inanmak istediği gibi algılayıp kendi tavrını ortaya koyuyor. Kimi; ocaklarına düşen ateşle, kimi; düşmanlık hırsıyla, kinle, kimi ise sağduyuyla, birlik çağrısında yaklaşıyor yürek yakan haberlere.

Haberin Devamı

Tehlikeli duygular

Ama maalesef daha büyük bir nüfusun kendisine “bir diğeri” diye gösterilen ve düşman belletilen tarafa ait haberlerde tarafsız ve mantıklı bakması imkânsız hale geldi, o kesin. Bu tehlikeli duygu sokaklarda artık. Muhtelif gruplar ‘diğerleri’ne şiddet uygulamak için bahane arıyorlar. Çok daha önceleri Filistin’de, Irak’ta yaşanmış acıların, cinayetlerin fotoğrafları bizde yeni yaşanmış gibi servis ediliyor. İç politikanın düşman tarafları bir diğerini vatan haini olarak göstermek için yarışıyor. Bu arada ‘hain düşman’a cephe açanların çok değil daha kısa bir sure önce aynı kişilerle sarmaş dolaş Türk olmayan bayrakları kaldırmış fotoğrafları resmi geçit yapıyor. Ben bu politikacılarımızın temsil ettiği Devlet-Babadan ümidimi kestim, Devlet Ana’nın kapatıldığı yerden çıkıp bizlere, vatanımıza, değerlerimize, şefkâtle sahip çıkması için dört gözle bekliyorum. Devletin de, dinin de, halkın da, vatanın da kendisini içine düştüğü kaostan, yağmacılıktan, düşmanlıktan, hainlerinden kurtaracak, kardeşlik, barış, sevgi duygularıyla saracak ve muhterislerin emellerine kurban etmeyecek bir anneye ihtiyacı var. Benim umudum çok yüksek... Bekliyorum.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR