Beyaz Rus Kızıl Rus ve bir de... Siyah Rus

Romanım ‘Kurt Seyt&Shura’nın dizisi yurt dışında gösterime girdiğinden beri dizinin izleyiciyle buluştuğu muhtelif ülkelerin haber kaynakları, medya birimleri ile röportajlar yapmaktayım. Ülkemizde de defalarla aydınlatmaya çalıştığım bir konu onların da bir çoğundan gelen sorular içinde yer almakta: “Beyaz Ruslar kimlerdir?”

Bugün bir çok kişi, ‘Beyaz Rus’ denince, ‘Belorusya! (Beyaz Rusya) nın vatandaşından bahsedildiğini zannediyor. Ancak ‘Beyaz Rus’ deyimi, Çarık Rusya’sına yaşanan Kızıl Devrime karşı duran ve Çarlık rejiminin korunması gerektiğine inanan Ruslar için kullanılan bir deyim. Bolşevik İhtilâlinden sonra Rusya’da kalan veya kalmak zorunda olanlar; ya bertaraf edildikleri, ya da sisteme katılmak zorunda olduklarından, Beyaz Rusluk sadece yurt dışına kaçabilen Rusların yerleştikleri yeni coğrafyalarda yaşattıkları bir kavram olmuş.

Başlıktaki ‘Siyah Rus’ nereden çıktı pekiyi?

Anneanneciğim, kendisinin ve dedem Kurt Seyit’in miras anılarını anlatırken, dedeciğimin 1920’lerde, kendisi gibi ihtilâlden kaçmak ve İstanbul’da hayatını kurmak zorunda kalan, Mokova’dan tanıştığı zenci bir Beyaz Rus’la; Thomas’la beraber gece kulübü işletmeciliğinde mesai arkadaşlıklarını, Thomas’ın ‘Maxim’inde geçirdikleri mükemmel akşamları anlatmıştı. O tarihte, siyahi bir Beyaz Rus’u romanımda nasıl açıklayacağımı bilememiştim. Anneannemin bu konuda bana aktaracak daha fazla bir bilgisi de yoktu. Dolayısıyla Thomas’dan çok kısa bahsetmiş ve sonra da unutup gitmiştim. Zenci Beyaz Rus benim için roman kahramanım dedemin hayatındaki figüranlardan biri olarak kalmıştı.

Haberin Devamı

Beyaz Rus  Kızıl Rus ve bir de... Siyah Rus

Bundan bir müddet evvel Amerikan Basın ve Kültür İşleri Konsolosu Doktor CraigDicker’in evindeki bir davete giderken romanımın İngilizce baskısını götürmüştüm. Bana teşekkür ederken konusunu sordu ve öğrenince de heyecanla çok severek okuduğu biyografik bir kitaptan bahsetmeye başladı. Konu; 1872 yılında, Amerika’da, Güney’de azâd edilmiş esir bir zenci ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Frederick Bruce Thomas’ın hayat hikâyesiydi. Thomas’ın güneyden ayrılıp Chicago ve Brooklyn’degarson olarak çalışmasıyla renklenmeye başlayan hayatı onu sonunda renk ayrımının sosyal hayatta ve iş dünyasında hiç bir engel teşkil etmediği Moskova’ya kadar götürmüştü.

Haberin Devamı

Doktor Dicker’den duyduklarım heyecandan nefesimi kesmeye yetmişti bile. Moskova’da eğlence dünyasının sihirbazı olarak bir servet ve ün yapan Thomas’ın kaderi de Kızıl devrimle beraber diğer zenginlerin akıbetiyle aynı olmuş ve yıllardır hayatı ve her şeyi olan ülkeden, Rusya’sından ayrılıp İstanbul’a kaçmak zorunda kalmıştı...

Yirmi üç sene evvel hakkında anneanneciğimin anlattığının dışında hiç bir bilgi bulamadığım romanımın figüranlarından biri birden bire kendi başına roman kahramanı olarak karşıma çıkmıştı. Zenci Beyaz Rus: Kurt Seyit’in arkadaşı Thomas... Vladimir Alexandrov’un biyografi, tarih ve romanyazım ustalığını bir arada kullanarak anlattığı bu muhteşem kitabı büyük bir keyifle okuyorum: ‘The Black Russian’ (Siyah Rus).

Esaretten, azâd olmaya rağmen esaretin gölgesinden ve zorbalığından kurtulamayan bir kahramanın kişisel kabiliyetleri ile yükselişi ve yaşamak zorunda kaldıkları anlatılmış ‘Siyah Rus’da... Thomas’ın bir nesil evvel Afrika’dan esir gelen anne ve babasıyla Amerika’da başlayan hayatı binlerce kilometre uzakta apayrı bir dünyada; Çarlık Rusya’sında sıfırdan başlayıp zirveye çıktığında bir an için yolculuğunun sonuna geldiğini sanıyorsunuz ama hayır... yaşam onu bu defa da ihtilâlin esaretinden kaçmak zorunda bırakıyor ve sonra İstanbul faslı...

Haberin Devamı

Devamını şimdilik anlatmayacağım... Sadece trajik olduğunu söyleyeyim. Belki okumak isteyenleriniz olacaktır.

DİĞER YENİ YAZILAR