Medeni olmak ve medeniyeti yaşamak

Medeniyetin beşiği topraklardan gelip yine medeniyet beşiği başka topraklar üzerinde gezinmek insanda farklı duygular, farklı düşünceler uyandırıyor.

Yıllardır sorgulamakta olduğum bir konuyu şimdi çok daha net cevaplayabiliyorum: Evet, medeniyetin beşiği bir coğrafyada yaşamakla medeniyeti hak etmek, gerçekten ve kesinlikle farklı iki olgu.

Tarihin bir zamanlarında filozofinin, yaşam standartlarının, düşünce yapılarının, hak, hukuk, estetik anlayışlarının en mükemmelini gerçekleştirmek için heves duymuş, bu uğurda mücadele vermiş olan toplumların, uygarlıkların miras bıraktığı coğrafyada yaşamak yeni yaşayanları ille de medeni yapmıyor, yapamıyor.

Çağı yakalamak

Kafa yapılarını, insan ve çevre ilişkilerini; kendilerini ve dünyalarını daha mükemmele götürmekten yana değil de, batıl ve karanlık devirlerin özentisine çevirmek için uğraşan toplumlar hangi coğrafyada yaşarsa yaşasın medeni olmaktan nasiplerini alamıyorlar. Üstelik bir de o coğrafyanın geçmişindeki aydınlığı da sömürüyor, yok ediyorlar.

Haberin Devamı

Diğer taraftan yaşadıkları toprakların geçmişindeki artı değerleri, tarihe mal olmuş ve hala imrenilerek izlenen güzellikleri hem sahiplenip, hem tadını çıkarıp hem de onun gerisine düşmemek için çaba harcayan toplumlar medeni kalıyorlar.

Bana göre; bir bütünün içindeki farklı özellikleri o bütünü tamamlayan renkler olarak algılayıp, ayrıcalıkların bir diğerini besleyerek daha büyük bir bütün olmasıni sağlamak da bir medeniyet ölçüsü... ve şu da çok kesin ki; kimlik kavgasında ve kimlik arayışında yaşayan, aslında ait olmadığı kültüre ve düşünce yapısına özenen kişilerin çoğunlukta olduğu hiç bir toplumun çağdaş medeni çizgisini yakalaması da mümkün değil.

Medeni olmak ve medeniyeti yaşamak

İNSANLAR BİLMEDİĞİNİ ÖZLEMEZ VE ARAMAZLAR

Evet, kimi toplumlar en baştan asla ve asla medeniyeti yakalamamak üzere doğarlar ve başka türlüsünü bilmediklerinden hallerinden de pek memnundurlar. Birincisi; insanlar bilmediğini özlemez, aramaz. Diğeri medeni olmak sorumluluk getirir. Çünkü yönetimlerin medeni çizgiyi koruması, kollaması da yeterli değildir bu ölcüyü sürekli tutmak için. Bireylerin de her birinin ayrı ayrı kendisine düşen payı sahiplenip medeni yaşam özleminde ve hevesinde olması, çağının medeniyetinin kendisine verdiği hakların sahipliğinde yaşaması gerek. Ama bu aynı zamanda geçmişi ve günü okumak, düşünmek, kıyaslamak, yorumlamak ve kendisini özgürce ve hırçınlaşmadan ifade edebilmek gücünü de istiyor... Bu insani üstünlüğü kullanma tembelliğindeki cahil kitlenin aslında sahip olduğu medeni değerleri nasıl ısrarla teptiğini, haklarını ve birey olmak zenginliğini batıla ve karanlığa teslim ettigini ülkemizde de gittikce artan örnekleriyle çok sık izliyoruz.

Haberin Devamı

Günlerdir "Ben Venedikliyim. Medeniyet orada.", "Memleketim Napoli. Her şeyin başladığı yer.", "Ben medeniyetin beşiği Frenzeli'yim." diyen ama İtalyan olmaktan gurur duyan İtalyan dostlar ve yabancılarla sohbet ediyoruz. Pompei'yi gezdiren rehberimiz: "Biz hiç bir şey keşfetmedik. Antik Yunan bizden önce hepsini keşfetmişti. Biz işgal edince sahiplendik bu medeniyeti" dediğinde onu İtalyan olmasına rağmen biz yabancılara söylediği bu sözlerden dolayı yargılamadım. Zira o bir arkeologdu. Tahsili ve mesleği onu tarafsız bir tarih anlatıcısı ve yorumcusu yapiyordu ve tarihi çarpıtması ancak mesleğine hakaret olurdu. Ama bu medeniyeti miras alıp korudukları ve dünyaya anlattıkları için de İtalyan olarak büyük gurur duyuyordu.

Haberin Devamı

Az sonra sevdiceğimle beraber lava taşlarından döşenmiş binlerce yıllık sokaklarda ayak izlerimizi bırakmaya çıkacağız. Deniz kıyısı doldurulmasın diye denize yüzlerce metre dik kayaların arasından geçit veren daracık yılankavi yollardan gözbebeği gibi baktıkları binbir çeşit yeşilliğin arasından Adriyatik mavisini izleyerek yol alacağız. Toprağının nimetlerini, lezzetlerini ve tarihini sindirmiş insanlarla tanışacağız ve medeni olmanın, medeni yaşamanın ve medeniyete sahip çıkmanın payımıza düşenini anılarımıza katacağız. Sanırım bunu hak ediyoruz....

DİĞER YENİ YAZILAR