UNESCO heyetinin sayın üyeleri, lütfen!..

Duydum ki İstanbul'a gelmişiniz. UNESCO İstanbul Kültür Mirasını İzleme Komitesi'nin sayın üyeleri: Bayan Mechtild Rössler, Bay Junald SoroshWali, Bayan DeboldKrittcr, Bay Christoph Machat, Bay David Michelmore; bizim Türkçedeki güzel bir atasözümüz, "Gündüzün gözü, gecenin kulağı vardır" der...

Haberin Devamı

Duydum ki İstanbul'a gelmişiniz. UNESCO İstanbul Kültür Mirasını İzleme Komitesi'nin sayın üyeleri: Bayan Mechtild Rössler, Bay Junald SoroshWali, Bayan DeboldKrittcr, Bay Christoph Machat, Bay David Michelmore; bizim Türkçedeki güzel bir atasözümüz, "Gündüzün gözü, gecenin kulağı vardır" der.

Sayın üyeler lütfen...

Zaman ayırın...

Sultanahmet Meydanı'nda Ayasofya'ya kadar gelin. Burada, "gündüzün gözünün oyularak kör edildiğini, gecenin kulağının kesildiğini, sağır edildiğini" görün. Dördüncü yüzyılda yapılmış, hem Hıristiyanlara mabed, hem Müslümanlara cami olmuş, "Dünya kültür mirası" diye ilan edilmiş Ayasofya'nın dibine çelik ayaklar çakılarak üstüne ilave otel binası dikiliyor.

Bizim yerli gözler kör!

Yerli kulaklar sağır!

Görmüyorlar.

Duymuyorlar.

Siz gelin, görün.

Lütfen hakem olun.

Çünkü içinde bizim sanat tarihçilerimizin, arkeologlarımızın, mimarlarımızın, Arkeoloji Müzesi Müdürümüzün, Eminönü Belediyesi ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi temsilcisinin bulunduğu l No'lu Koruma Kurulu, "Ayasofya'nın hemen 10 metre yanında Four Seasons Oteli'ne bitişik olarak ortaya çıkmış altıncı yüzyıldan kalma tarihi miras Bizans sarayının üstüne çelik ayaklar çakılıp masa yapılmasına, bu dünya tarihi mirasının kedinin pisliğini örttüğü gibi çelik ayaklı masaların altına saklanmasına, masaların üzerine de 60 odalı otel ilavesi oturtulmasına" onay verdi.

Otel'in eski sahipleri!

20 yıl uğraştı.

Onay alamadı.

Koruma Kurulu'nun üyeleri değişince ve otel de bir başka iş adamına satılınca, onay veriliverdi.

Nasıl bir bina olacak?

Kaç kat çıkılacak.

Halka bilgi vermiyorlar.

Açıklamıyorlar.

Gündüzün gözü kör edilmiş.

Gecenin kulağı kesilmiş.

UNESCO İstanbul Kültür Mirasını Koruma Komitesi'nin sayın üyeleri; "kendi ülkemin mimarını, arkeologunu, Arkeoloji Müzesi Müdürü'nü, şehir plancısını, profesörünü, belediye başkanlarını" size şikâyet ederken ne büyük acılar çektiğimi anlatamam.

Istırap içindeyim.

Utanç duymaktayım.

UNESCO'ya yani size başvurarak 1985 yılında Tarihi Yanmada (Ayasofya, Sultanahmet, İstanbul Surları, Süleymaniye ve Zeyrek), Göreme ve Kapadokya, Divriği Camii ve Hastanesi'ni, 1986'da Hattuşa'yı, 1987'de Nemrut'u, 1988'de Xanthos ve Fkmukkale'yi, 1994'te Safranbolu ve nihayet 1998'de de Truva'yı "Türkiye'nin Dünya Mirası Listesi ne aldırdık.

Söz verdik.

Kültürleri ve doğal mirası insanlık adına koruyacaktık. Fakat şimdi Ayasofya'nın dibinde altıncı yüzyıldan kalma Bizans sarayının üstüne çelik ayaklı otel ilavesi konduruluyor. Ve millete de, "Arkeolojik park yapıyoruz" deniyor.

UNESCO Heyetinin!

Sayın üyeleri!

Lütfen zaman ayırın.

Ayasofya'ya gelin.

Çıplak gözle görün!

Siz hakem olun!

DİĞER YENİ YAZILAR