Gündemin acımasızlığına bakın, bayramın ikinci günü benim kalemime de; "besleme basından besleyici basma geçiş sürecine..." bir küçük katkı yazmak kısmeti düştü.
Adettir.
Gelenektir.
Öyle bir konu bulmalı ki, kimseyi kırmasın, üzmesin, acıtmasın. Bayramın ruhuna uygun olsun. İçinde biraz tarih, biraz özeleştiri, biraz sentez taşısın.
Yaman bir süreç!
Gazeteciler beslemeydi!
Besleyici oldular!
Bayramdan iki gün önce gazeteci-yazar Fehmi Koru, Türkiye'nin "kuş gribinden ölen çocuklarının acısını, ailelerinin cahilliğini, fakirliğini, ülkenin utancını, rezaletini yaşadığı gündeminde" seçkin bir davet verdi. Fehmi Koru, Yeni Şafak'ta yazıyor. Yeni Şafak iktidarı destekliyor. Sahiplerinin asıl işi gazetecilik değil. Birçok dalda iş yapıyorlar, özelleştirmeden devlet şirketlerini alıyorlar. Başyazarı Ahmet Taşgetiren, sürekli iktidarı destekleyen bir yazardı. Bir kerecik Başbakanı eleştirdi diye köşesini elinden aldılar, gazeteden attılar. Yeni Saf ak'ın patronlarının bu hoyratlığına, hoşgörüsüzlüğüne, faşist tavırlarına dayanamayan genel yanın müdürü Selahattin Sadıkoğlu da istifa etti.
İşte bu iktidar yanlısı gazetenin yazarı Fehmi Koru, yanına çok satan gazetelerden seçme ve çoğunluğu da iktidar yanlısı 20 gazeteci yazar aldı, İstanbul'un seçkin ve pahalı lokantalarından zenginlerin, diplomatların, işadamlarının, damak lezzeti gelişmiş yüksek faizden geçinen rantiyelerin gittiği Feriye Lokantası'nda "basına kapalı Off-the-record yemek" verdi.
Tahmin edin!
Yemeğe şeref konuğu olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı ve 3 danışmanını çağırdı. 20 seçme gazeteci, l başbakan, 3 danışman toplam 24 seçkin insan, 4 saat boyunca bu Feriye lokantasında yemek yediler.
İçki sevenler içki içti.
Ayran sevenler ayran.
Söyleştiler. Gülüştüler.
Hesabı Fehmi ödedi.
Basına kapalı ve yazılmamak kaydıyla yaptıkları toplantıyı da ertesi gün gazetelerinde köşelerinde, sütunlarında geniş geniş "Başbakanla Off-the-record (yazılmamak kaydıyla) yemek yerken Nazili Ilıcak, seçimleri 2007'de yapın... Beni de milletvekili yapın diye öğüt verdi... Hasan Cemal hep not tuttu... Mehmet Barlas votkayı cinle karıştırıp bir defada içti..." diye yazdılar.
İşte gazetecilik!
Gazeteciliğin aşaması!
Geldiği nokta...!
Sürecin dönemeci!
Fehmi Koru'nun örnek aldığı ve yolundan yürüdüğü ve Başbakan Tayyip Erdoğan'ın da şiirlerini en iyi okuyan olarak özel bir şöhret kazandığı muhafazakar-mukedesatçıdinci çizginin gazeteci yazarlarından Necip Fazıl Kısakürek, bir beslemeydi.
Başbakan beslemesi...
İktidardan para alırdı.
İktidarı destekleyen "Büyük Doğu Dergisi"ni çıkartırdı. Dönemin (1950-1960 arası) Başbakanı Adnan Menderes, Necip Fazıl Kısakürek, dergi çıkarsın; iktidarın görüşlerini desteklesin, muhalefeti yersin diye "örtülü ödenekten" o dönemin parasıyla 142.000 TL para vermişti.
Büyük paraydı.
O yıllar l dolar 2.9 TL idi. Ve Başbakan Menderes, Necip Fazıl Kısakürek'i ve Burhan Belge, Nadir Nadi, Orhan Seyfi Orhon, Yahya Kemal, Mithat Perin, Peyami Sefa, Ethem İzzet Benice, Kazım Nami Duru, Necdet Rüştü Efe, Yusuf Ziya Ortaç gibi gazetecileri "örtülü ödenekten büyük paralar verip" beslediği için Yassıada'da yargılanıp mahkum da olmuştu. (Kaynak: Yassıada Zabıtları-1 Örtülü Ödenek Davası, KİTABEVİ yayınları)
Nereden nereye!
Şimdi Necip Fazıl'a aynı düşünce, inanç, siyaset çizgisinin son takipçisi Fehmi Koru, başbakan besliyor. Pahalı Feriye lokantasına götürüp yediriyor, içiriyor, güldürüyor.
Gazeteciliğimizde sıçrama!
Beslemelikten...
Besleyiciliğe...
Büyük aşama!
Bayramınız kutlu olsun.
