Bir ekmek aldığında Rahmi Koç da aynı vergiyi ödüyor, işsiz Hasan da... Zenginlerin zengini Kemal Has da yemeğine koyduğu tuz için aynı vergiyi, fakirlerin fakiri asgari ücretli işçi Mehmet de...
Rahmi Koç için doğru...
İşsiz Hasan için de...
Mehmet için de...
Fakat Kemal Has için "doğru bir benzetme" olmadı. Kemal Has, yemeğine tuz koyamaz çünkü Tann rahmet etsin, yıllar önce vefat etti. Ben dünkü yazıda "zenginlerin zengini Kadir Has..." yazacağıma belleğimin ihanetine uğrayıp "Kemal Has" diye yazmışım. Dikkatli okurlarım beni uyardı.
Yanlışı düzeltirim.
Bağışlayacağınızı umarım.
Bugün aynı konuya devam edeceğim. Önemlidir. Çünkü Başbakan Tayyip Erdoğan ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın "gerçeği karartma, halkı aldatma" yaptıkları yolunda yoğun belirtiler, bulgular, veriler var. Çıkıyorlar TV'ye "vergileri indirdik" diyorlar.
Doğru değil!
Hayat onları yalanlıyor.
İşte doların aşağıya inmesine, hampetrolün varilinin 52 dolardan 39 dolara gerilemesine ve TÜPRAŞ da akaryakıt bayilerine verdiği benzinin litresinde yüzde 4.6 indirim yapmasına rağmen, halka satılan benzinin litresi ancak yüzde 0.9 düşebildi. Çünkü benzine köklenen vergiler çok yüksek.
Korkunç yüksek.
Aşın yukarda.
Bu iktidar iki yılını doldurdu, "vergicilikte bir yenilik yapamadı, kayıtdışını kayda alamadı, sadece kümesteki kazları yolmaya devam etti" ve benzini, mazotu, ekmeği, şekeri, çayı, peyniri, sigarayı, sütü, yoğurdu, zeytini, tüpgazı, doğalgazı; aklınıza ne gelirse onu "vergi memuru yapmaya devam edip" toplam vergi içinde dolaylı verginin payını yüzde 66'dan yüzde 74'e kadar yükseltip tavana çıkardı. "Rahmi Koç'la işsiz güçsüz Hasan'dan, zengin Kadir Has'la asgari ücretli Mehmet'ten aynı vergiyi alarak adaletsizliği tavana" çıkartmış oldu.
Halka da yalan söylüyorlar.
Vergiyi indirdik diyorlar.
KDV yüzde 18'di...
Yüzde 8'e çektik...
Diyorlar. Ve "Halkımız, indirimin takipçisi olun. Esnafı denetleyin. Fiyatları indirmeyenleri Alo 175 Tüketici Hattı'na bildirin" diye açıklıyorlar.
Doğru değil.
Kesme şekerin. Yoğurdun. Peynirin. Sütün. Yumurtanın. Balın. Paket çayın. Pirincin. Makarnanın. Bulgurun. Taze sebze ve meyvenin üstündeki KDV zaten yüzde 8'di. Onların üstündeki yüzde 18 KDV'yi yüzde 8'e Tayyip Erdoğan Hükümeti'nden önceki hükümetler indirmişti. Bunların indirdiği bir vergi yok. Bunlar sadece "Süt tozu. Peynir tozu. Reçel. Pekmez. Pestil. Helva. Su. Mantı. Erişte. Simit. Poğaça. Galeta ile Kadayıfta" yüzde 18 KDV'yi yüzde 8'e çektiler.
Giyeceklerden de sadece "kürkün vergisini" indirdiler, bir de yılık geliri 155 milyar liranın üzerinde olanların gelir vergisini aşağı çektiler. Yıllık 155 milyar lira kazanç ayda yaklaşık 13 milyar tutar ki, bu kadar aylığı da ancak büyük holdinglerin en tepe yöneticilerinin yardımcıları kazanıyor.
Vergiler inmiş değil.
Sunturlu yalan!
Kümesteki kazları yolmaya devam ediyorlar. Vergi vermeyenleri yakalayacak, kayıtdışını "kayda getirecek" yenilik yapmış değiller.
Kuyumcuların yüzde 35'i...
Lokantaların yüzde 53'ü...
Kahvelerin yüzde 71'i...
Berberlerin yüzde 75'i...
Bilardo salonlarının yüzde 79'u, ayakkabıcıların yüzde 80'i "sıfır gelir gösterip" hiç vergi ödemiyor. Türkiye genelinde avukatlar yılda sadece 93 milyon lira, doktorlar 50 milyon, diş hekimleri 14 milyon, mobilyacılar 12 milyon lira vergi veriyorlar. Türkiye OECD ülkeleri içinde "maliyeci başına en az vergi mükellefi düşen ülke olmaya" devam ediyor.
