Halkın öğrenme hakkına kara çarşaf giydiriyorlar!

Haberin Devamı

Görmezden gelemem, susamam, yazmazlık edemem. Kusurlu olurum. Ben görevimi yapayım, yazıp dikkat çekeyim.

Sizin haberiniz olsun.

Hakkınızı savunun.

Halkın, “bilgi edinme hakkı” diye demokratik, sivil, insanı insan yerine koyan, vatandaşın hakkını gözeten bir kural var. 200 yıldır, düşe kalka ve nefes nefese ulaşmak istediğimiz Avrupa Birliği, medeniyet ölçüsüdür. Bize de geldi, çok umutlandık, gururlandık, mutlu olduk.

Vatandaşsın değil mi!

Vergi de veriyorsun.

Vergi veriyorsan, “devlete sorma ve bilgi edinme hakkın” var. Devlet; Cumhurbaşkanı, Başbakan, Meclis Başkanı, bakanlar, MİT, Genelkurmay, devletin en büyük ya da en küçük ilgili memuru sana cevap verecek, vermek zorunda.

Tramvay kazası oldu.

2 liseli öldü, 1’i komada.

Okulun hemen önünden geçen yani okulun kapısına teğet olacak şekilde akan tramvay hatlarında doğacak bir kazanın yol açacağı ölümlerden “çocukları korumak için üst geçit” yapılması gerekiyordu.

Yapılmamış.

Gazeteci; “halkın öğrenme hakkının” takipçisi olarak soruyor: Bu üst geçit niçin yapılmadı? Kaymakam’ın üstüne atıyorlar. Kaymakam da “Bana resmi başvuru olmadı” diye kusur-kabahat topunu okul öğretmenlerinin üzerine fırlatıyor.

Kara çarşaf böyle giydiriliyor.

Üst geçidi yapmayı, tramvayı işleten şirketin düşünmesi gerekir. Bu şirket; Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı, “okulun kapısına teğet geçecek şekilde tramvay yolu döşeyen” şirket, bir küçük yatırımla çocukların karşıya ezilmeden-biçilmeden-tehlikesizce geçebileceği bir üst geçit yapmayı düşünmeliydi. Düşünmedi.

Şimdi yapılacakmış.

Halk soruyor!

“Niçin yapılmadı üst geçit?” iki gencecik yavrucağın ölmesi, birinin de komaya girmesi mi beklendi, bilmek istiyor; fakat “kaymakam karartması yaparak” bilme hakkına kara çarşaf giydiriyorlar.

Hatırlıyor musunuz? Hızlı tren kazası olduğunda da; o trenin o eski raylarda gitmeyeceği bilindiği halde, seçim öncesi fiyaka yapma uğruna hızlı treni tantanalı törenle sefere koymuşlardı. Hızlı tren kaza yaptı, 36 kişi öldü.

Kim emir vermişti?

Raylar eski olsa da hızlı tren çalışacak emrini veren sanki padişahtı, sanki Türkiye demokratik bir ülke değildi ve “halkın bilgi edinme hakkı” henüz ülkeye gelmemişti.

Kara çarşaf giydirdiler.

Emri vereni gizlediler.

Halkın öğrenme hakkına kara çarşaf giydirme her alanda oluyor; devletin müzelerinden ünlü ressamların tabloları çalınmış. Gazeteci kendisini halkın bilme hakkının hizmetkârı yapmış, “Kim çaldı tabloları, nasıl çaldı, hırsız içeriden midir?” diye soruyor. Kültür Bakanı, “müzelerden tablo çalmanın” 30 yıl önceki 12 Eylül darbeci generaller döneminde başladığını anlatıyor.

Kültür Bakanı, eski solcu.

General dövme fırsatı çıkınca “eski keskin solculuğunu” hatırlıyor; helal olsun, eski solculuğun hakkını alıyor fakat “tabloları bugün çalanların kimler olduğu” sorulunca Sayın Bakan, halkın bilgi edinme hakkına kara çarşaf giydiriyor. Eski solcu Kültür Bakanı, yeni kara çarşafçı oluveriyor! Devlet müzesinden bugün yürütülmüş tabloların hesabını verecek, “halkı bilgilendirecek” yerde 30 yıl öncesinin darbeci kumaşından kara çarşaf üretip “halkın bilme hakkının” üstüne geçiriyor.

Kara çarşaf giydirme çok yaygın.

Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’a; “İstanbul Büyükşehir Metropolitan Planlama Merkezi” konusunda 7 yazılı ve sözlü soru sordu.

Çarşaf giydirilmiş cevap aldı.

Isparta Milletvekili Mevlüt Coşkuner, Başbakan Tayyip Erdoğan’a TEKEL’in Unkapanı’ndaki altın binası ve Cevizli’deki pırlanta arsasının “önce hibelenmesi ve sonra da tahsislenmesi” hakkında 5 soru sordu.

Cevaplar: Çarşaflıydı.

Haberiniz olsun.

Hakkınıza kara çarşaf giydiriliyor.

DİĞER YENİ YAZILAR