O, erkek papatya mıdır?

Haberin Devamı

Kaç kişi hatırlar, “papatyalar” deniliyordu, kocalarına ise “erkek papatyalar” adı verilmişti. O dönemin “first lady”si önlerine düşmüş, dişi papatyalarla halk yararına papatyacılık faaliyetlerinde bulunuyor ve erkek papatya kocalar ise dönemin başbakanı Turgut Özal’ı yata bindirip deniz sefasına çıkartıyordu. Ne hikmetse erkek papatyalar kısa zamanda devlet nimetlerinden biberonlanıyor, banka sahibi, holding sahibi, çok hızlı mal mülk sahibi, TV ve gazete sahibi oluyorlardı.

Özal’ı papatyalar yıktı.

Halkın gözünden sildi.

Yüzde 54 oy almıştı.

Yüzde 21’e kadar indi.

Anlayana!

Bu minnacık tarih bilgisi bile yeter. Tarihten çağrışım yaptırarak; Zahid Akman da bugünkü Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “erkek papatyası olabilir mi?” sorusu cevap bekler.

***


Ölçüler tutmuyor.

Erkek papatya olamaz.

Gerçi “yoksul geçen günler açısından” bir benzerlik var. Zahid Akman da Tayyip Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve ardından da parti başkanı olmadan önce “yoksulun” biriydi.

Maaşlı gazeteciydi.

Simit-çaya talim ederdi.

Tayyip Erdoğan’a çok yakın, onunla aynı fikirde, aynı görüşte, aynı çizgide bir genç insandı. Her ikisi de Necip Fazıl Kısakürek’in “Hazreti Ali” adlı kitabında sözünü ettiği İslam Peygamberi Hazreti Muhammed’in akrabası Ebû Zerr-i Gifârî gibi düşünüyor; “aile nafakasından fazla mal sahibi olmanın haram olduğunu” söylüyor ve Kuran’dan ayetler okuyarak “zaruri ihtiyaçlar dışı mal ve para hırsına düşenleri” ayıplıyorlardı. Gecekondu halkı Tayyip Erdoğan ile Zahid Akman’ı Ebû Zerr’in “Fakirleri gözetiniz! Fukarayı unutmayınız” haykırışını 1380 yıl sonra İstanbul varoşlarında dile getirdikleri için seviyordu. Bu açıdan bakınca Zahid Akman, Tayyip Erdoğan’ın fikirdaşı, yoldaşı, partidaşı oluyor fakat “erkek papatyası” olmuyor.

***


Peki papatya değilse ne?

Yakışanı yapsın diyorlar.

Zahid Akman’a yakışan ne?

Bence, Ebû Zerr’i sevdiği günlere geri dönmesi en yakışanı olur. Fakat bunu yapamaz, Zahid Akman eski “fakirden-yoksuldan yana olduğu” günlere dönemez. Dönebilmesi için Ankara’nın göbeğinde 450 milyon dolar değerinde 125 bin metrekare kapalı alanlı, 21 katlı, 156 mağazası ile 11 salonlu sineması olan alışveriş merkezinden kendine düşen payı yoksula dağıtması gerekir.

Yakışan budur!

Ancak asla yapamaz.

Çünkü Zahid Akman, alışveriş merkezinin ortaklarından biri haline nasıl geldiğini açıklarken bile NTV’de canlı yayında “yanlış tapu gösterip yalan beyanda” bulunmuştu. 41 bin YTL ödeyip ortak olduk demişti. Oysa ertesi gün 905 bin 597 YTL ödendiği ortaya çıktı ve kendi ağzından doğrulandı. Başbakan’ın çok yakını Zahid Akman ile Zekeriya Karaman, o yıllarda bu kadar parayı nasıl bulmuşlardı? Şimdi ikisinin ve diğer 16 kişinin mal varlıklarına; iyi yürekli insanlardan sadaka olarak toplanan paradan önemli bir bölümünü Türkiye’ye getirip buharlaştırdıkları şüphesiyle el konuldu. Zahid Akman da “Almanya’dan parayı bavullara doldurup kurye olarak taşımak” iddialarına hedef oldu.

Özal’ı halk çok sevmişti.

Papatyacılık Özal’ı bitirdi.

Erdoğan’ı halk çok beğenmişti.

Erdoğan’ı Akman yıkacak.

Ebû Zerr’in ahı onları tutacak.

DİĞER YENİ YAZILAR