Taraf Gazetesi muhabiri Mehmet Baransu, belgesini de bulmuş ya da ona vermişler. Gazetenin yazı işleri de haberi “Dünyanın en zengin askeri savcısı” başlığıyla dün 8 sütuna manşet yayınladı.
Çok anlamlı!
Süper hızla zenginleşme.
1 milyar...
1 milyar daha...
1 milyar daha...
Koy koy bitmez...
100 milyar...
200 milyar...
300 milyar...
Say say bitmez.
Trilyonun içinde 1000 adet milyar var. Hava Hâkim Yüzbaşı Mehmet Çelik, 3 yıl içinde “1000 adet milyarı biriktirerek” trilyoner olabilmiş. Nasıl becerdi? Ne yaptı? Miras mı kaldı?
Çok değil, sadece 3 yıl önce, 2005 yılında kendi el yazısıyla doldurduğu “Mal Beyanı Formu” nda toplam serveti 123 bin TL (123 milyar lira) gözüken Hava Yüzbaşı Hâkim Mehmet Çelik, 2008 yılında yine kendi el yazısıyla mal varlığını “Audi TT otomobil, Grand Cherokee Jeep, Ankara Çankaya’da ev, Gölbaşı’nda arsa, Malatya’da ev, yine başka bir otomobil, yine başka bir Jeep, başka bir kooperatif hissesi, 800 gram altın...” diye sıralamış.
Yaz yaz bitmez.
İnsanın eli yorulur.
Değeri 1 trilyon ediyor.
1000 adet milyar.
3 yılda nasıl kazandı?
Nereden buldu?
Mutlaka açıklanmalı.
Yüzbaşı rütbesinde bir askerin “eğer çok zengin bir akrabasından yüklü bir mirasa konmadıysa” bu kadar kısa zamanda 1000 adet milyarın sahibi olabilecek kodaman sıçraması yapabilmesi benim dilimin ucuna “bu da Ergenekon zengini” lafını getiriyor.
Niçin getiriyor?
Şunun için: 1000 adet milyarlık zenginliğin sahibi Hava Yüzbaşı Mehmet Çelik, Ergenekon Davası’nda “karargâh evleri soruşturması”nı yürüten savcılardan biri. Karargâh evleri de “ordunun içine sızarak” askeri darbeye ortam hazırlamakla suçlanan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ile partili arkadaşlarına yapıştırılan iddiaları kapsıyor.
Tesadüfe bakın!
Karargâh evleri soruşturmasını yürüten 2 askeri savcı var. Biri 3 yılda trilyoner olan Hava Yüzbaşı Mehmet Çelik, diğeri Hava Hâkim Albay Ahmet Zeki Üçok... Bu savcılar, bilirkişi olarak İşçi Partisi’inden milletvekilliğine adaylığını koymuş bir elektronik mühendisini atıyorlar.
Ve ardından haber:
123 milyarı vardı.
1000 milyarı oldu.
Nasıl oldu?
Açıklanmalı!
Askeri savcının servet durumundaki hızlı sıçrama, dün bu köşede yazdığım yazıda özetlediğim Ankara Belediye Meclisi’nin AKP’li Başkanvekili Seyfi Saltoğlu ve ASKİ’nin (Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi) eski Genel Müdürü İhsan Fincan’ın servetlerindeki hızlı kodamanlaşmaya benziyor:
38 müstakil konut.
28 daire. 36 arsa.
19 iş yeri. 2 villa.
23 gayrimenkul.
AKP’li iki belediye bürokratı bu kadar kısa zamanda böylesine kodaman serveti biriktirmeyi nasıl başardıklarını açıklamadı. Susuyorlar. Onların amiri durumunda olan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de, verdiği imarla arazisi bir gecede 250 milyon dolar prim yapan iş adamı Osman Şahin’den bir villa satın almıştı. MHP Milletvekili Oktay Vural, Melih Gökçek’e; villanın bedeli olan 895 milyar lirayı nasıl ödediğini; çantayla mı götürdüğünü yoksa banka havalesiyle mi yolladığını sormuştu. Sormaya her gün devam ediyor. Gökçek de susuyor, açıklamıyor. Demek ki, servetlerdeki hızlı yükselişler, AKP’li kodamanların dilini kilitliyor! Askeri savcının da mı dilini kilitliyor?
