Dökülüyor!

Haberin Devamı

Sanayi Bakanı, Merkez Bankası Başkanı’nı “İnek Şaban’a” benzetti. Ayağı kaydı, kafasını kaldırım taşına vurdu, yine gülüyor. Kaldırım kafayı yarıyor, akan kan yanağına sızıyor, İnek Şaban, başının yarıldığını işte o zaman anlayabiliyor. Zamanında ekonominin kafasına kaya düştüğünü görmeyip faizleri indirmediği için Merkez Bankası Başkanı’nı “Salak Şaban!” diye yaftalıyor.

Diyelim ki o Şaban!

Kaya düştüğünde yani faizlerin indirilmesi gerektiği günlerde tehlikeyi göremedi fakat siz bakan olarak neredeydiniz? Kaç defa uyardınız? “Bu kadar yüksek faiz vererek ve dış borçlanma ile cari açığa bu denli güvenerek ülkeyi iyiye değil kötüye götürürüz” diye hiç değilse bir kez dikkat çektiniz mi?

Çekmediniz.

Çekseydiniz duyardık.

Yani siz; “Dokunmayın Şabanıma” demeyi tercih ettiniz, şimdi “Biz akıllıyız, becerikliyiz, önceden görürüz, teker kırılmadan önlem alırız ama Merkez Bankası Başkanı Şaban çıktı...” diyerek sıyrılmaya çark ettiniz.

Halk nasılsa yiyor!

Ekonomi bitti.

Kriz teğet geçmedi.

Delip geçti.

20 milyon insan işsiz!

14 milyon insan sadakalık.

Ya da fitrelik.

Yani bir yandan hiç iş bulamadan işsiz kalmış genç işsizlerin yanına, krizin vurmasıyla çalışırken işinden olmuş işsizler de katılıyor. Köyü, kırı, tarım kesimindekileri; kentlerde başvuranını, vurmayanını, umudunu yitirenini, yitirmeyenini de katarsak işsiz sayısı 20 milyona gidiyor ve “yoksulluk sınırının” altında yaşamak durumuna düştüğü için “sadakalık ya da fitrelik” durumuna düşen insanımızın sayısı da 14 milyonu geçmiş bulunuyor.

Ya sicili bozuklar!

Hükümet sicil affı çıkardı.

Sicili bozuk 12 milyon kişi varmış. Çek yazmış, zamanında ödememiş; senet vermiş, vakti gelince ödememiş; kredi kartıyla harcama yapmış, kapatmamış. 12 milyon sicili bozuk. Seçimler yaklaşıyor ya, affedildi...

Tabloya bak!

20 milyon işsiz.

14 milyon sadakalık.

12 milyon sicili bozuk.

İktidar dökülüyor.

Sadece işverenlerin, bankacıların, holdinglerin TÜSİAD ile MÜSİAD’ın sesi çıkıyor. Kriz altında asıl ezilen işsizler ve yoksullar, sadakalık ve fitrelik haline gelenlerdir.



***




KİRMETRE!

Kirli haber hangisidir?

Temiz gerçek nedir?

Farkı fark etmeliyiz.

“Kirmetre köşesi”nin işlevi budur. Topraktan lav silahları çıktı, bunlarla Başbakan’ın evini vuracaklarmış. Dehşet yaratıp, “ordunun darbe yapmasına zemin” hazırlayacaklarmış. Yandaş gazetecilere bu bilgiyi sızdırdılar, yazdırdılar. Doğru mu bu? Yoksa kirletilmiş bilgi mi? Göreceğiz. Üzeyir Garih’i öldürmekten hüküm giymiş Yener Yermez’in yandaş gazetecilerden birine yazdığı mektupta; “Ben aslında katil değilim, Garih’i ben öldürmedim. Bana 1.5 milyon dolar verdiler, suçu üzerine al dediler, Garih’i darbe ortamı yaratmak isteyenler öldürttü...” türünden iddiası da galiba kirli çıktı. Savcı onu yeniden hapishanesine gönderdi.



***




UNUTMA!

Bugün 142 gün doldu. Fener soygunu dosyası Almanya’dan gelmedi. Mart’ta gelecekmiş. Yani seçimden sonra... Niçin seçimden sonra? Yoksa ucu iktidara mı dokunuyor?

Unutma!

Önemlidir!

DİĞER YENİ YAZILAR