Çalık’lama ve balıklama!

Haberin Devamı

“Çalık’lama” ile “balıklama” arasında anlamlı, derin, önemli bir fark var mı, bunu netleştirmeliyiz. Çünkü ekonomimiz büyüyüp küresel sisteme iyice vidalanırken yeni kavramlar da çıkıyor.

Yeni deyimler.

Yeni sözler.

Yeni söylemler.

Yeni bağlantılar ve ilişkilerin hepsini hayat üretiyor. Hatırlar mısınız, “hortumlama” deyimi de hayatın içinden çıkmıştı. O zaman iktidarda ANAP vardı ve ANAP da bugünkü iktidar gibi yüzde 40’ların üzerinde oylar alarak gelmişti. Kemal Horzum diye bir iş adamı, o yıllarda devletin en büyük bankalarından biri olan “Emlak Kredi” adlı bankadan kredileri; “buharlaştırma, deve yapma, ıstakoz yiyor gibi içini oyup kabuğunu bırakma” yöntemleriyle kendisine aktarmıştı.

Yolu açmıştı.

Horzum örnek olmuştu.

İş adamları, saldırganlıkta köpek balığına benzer. Köpek balığı kana saldırır. İş adamları paraya.

Ucuz faizli...

10 yıl vadeli...

3 yılı ödemesiz...

Devlet bankası kredisi verilme imkânı doğunca hiçbir iş adamı dayanamaz, iştahını frenleyemez, saldırır.

Nitekim saldırdılar.

Kan kokusu almış.

Köpek balığı gibiydiler.

Horzumlar çoğaldı.

İktidara yanaşan ve “Başbakan’ın oğlu, kızı, davulcu damadı ile ilişki peydahlayan” adı sanı duyulmamış o günlerin çulsuzu, bu günlerin holding ve banka sahibi birçok iş adamı; devletin “Emlak Bankası”nı, batma noktasına getirdi. Oysa bu Emlak Bankası; “öksüz ve yetimlerin bankası olsun, yoksulları konut sahibi yapsın” diye kurulmuştu. İşte o yıllarda; (lütfen bağışlayın, denk geldiği için yazmak zorunda kalıyorum) ben de yazı yazdığım Milliyet Gazetesi’nde bu Kemal Horzum’un adından dolayı; “Horzum’lama-hortumlama” benzetmesini bulup yazılarımda kullanmaya ve “devlet bankasının arsızca soyulmasını” eleştirmeye başladım.

Okur sağ olsun.

“Horzum’lama” lafını tutmadı fakat “hortumlama” benzetmesini benimsedi, “hortumlama” kelimesi zengin Türkçemize böylece girmiş oldu.

Uzun lafın kısası:

Hayat üretti.

“Hortumlama” lafı hayatın içinden çıktı. Şimdi “Çalık’lama” benzetmesini işliyoruz. Bunu da biz uydurmuyoruz. “Çalık’lama” da hayatın içinden çıktı. Çalık’lama; hortumlamanın yeni türü. O da hortumlama gibi “iktidar partisini ayarla, devlet bankasından kredi al” esası üzerinden hayatiyet buluyor, var oluyor.

Hortumlama tuttu.

Çalık’lama da tutacaktır.

Çalık’lama da tıpkı hortumlama gibi “iktidar partisine, Başbakan’a, Cumhurbaşkanı’na, bakanlara” yaklaşıp ilişki ve yakınlık kurmakla başlar. En verimli sonucu almanın yolu; Başbakan’ın damadını holdinge “genel müdür” yapmaktır. Damadı holdinge genel müdür yapınca; Cumhurbaşkanı da Katar’a giderken “seni uçağına” alır, devlet bankaları Halkbank ile Vakıfbank da sana Sabancı’nın, Şahenkler’in ve İş Bankası’nın vermeye kesinlikle yanaşmadığı; “10 yıl vadeli, 3 yılı ödemesiz 750 milyon dolar krediyi” şak diye verir. Cumhurbaşkanı ile gittiğin Katar’dan da sana Şeyh’ten bir ortak bulurlar.

Katarlı Şeyh.

Ve sen Ahmet Çalık.

Sabah’ın sahibi olursun.

Çalık’lama:

Damatla yürüme.

Balıklama:

Deniz dibinde yüzmedir.

Çalık’lama...

Hortumlamanın...

Yeni yerli türüdür.

Küreselleşmeyle, globalleşmeyle ilgisi yoktur, yüzde yüz yerli üretimdir. Tutarlı ülkelerde “Çalık’lamaya” izin vermezler.

DİĞER YENİ YAZILAR