Naxos'ta Nirvana'ya ulaşmak

Virajlı dağ yolunda birdenbire karşımıza çıkan manzara çok etkileyiciydi. Sağ tarafımızda Zeus'un doğduğu yer olduğu iddia edilen Zas dağı yükseliyordu. Onun önünde, daha alçak bir tepenin üstünde beyaz bir kilise sanki bütün vadiyi kontrol ediyordu. Onların altında ise Filoti köyü beyaz evleriyle sırtını arkasındaki tepeye yaslamış adeta bize bakıyordu. Birkaç virajdan sonra kendimizi çok şirin bir köyün ortasında bulduk. Devasa bir çınar ve etrafını saran ama onunla rekabet edemeyen ağaçların altında cafe'ler, tavernalar sıralanmışlardı. Bir tanesini seçtik ve koca çınarın gölgesinin serinlettiği masamıza oturduk. Öğlen yemeği olduğu için uzo yerine birayı tercih ettik. Mönü'de Selanik "craft" birası Septem'i görünce her zamanki Mythos'un yerine birer tane Sempem Lager ile Red Ale söyledik. Adanın yerel sosisleriyle erime kıvamına gelmiş soğan kırmızı biberlerin suyunu bıraktığı olağanüstü lezzetli bir yahniyi hafiften yanık kalın kıtır kabuklu köy ekmeği eşliğinde yedik. Ana yemeğimiz kâğıtta kuzu ile fırında bir başka yemekti, onlar da damaklarımızda derin izler bıraktılar. Küçük bir köy lokantası olan Platsa hepimize sırf burada yemek yemek için bile Naxos'a gelinir dedikten sonra arabımıza binip virajlı yoldan Yunanistan'ın en ünlü dağ köylerinden Apiranthos'a varmak için Zas Dağı'na doğru tırmanışımızı sürdürdük.

Naxos, Ege Denizi'nin tam ortasındaki Kiklat adalarının en büyüğü. 1001 metre yükseklikteki Zas Dağı da Samothraki ile Girit'ten sonra Ege Denizi'nin her tarafına serpiştirilmiş yüzlerce adanın en yüksek noktası. Naxos adasına Atina'dan uçak veya gemi ile ulaşılıyor. Ayrıca Mykonos'dan da bir saatlik bir gemi yolculuğuyla gitmek mümkün. Naxos limanına girişte sizi çok hoş bir manzara karşılıyor. Küçük bir tepenin üstünde Venedikliler'den kalma bir kale, kaleye kadar tırmanıp duvarlarını sarmış olan bembeyaz evler denize doğru kademeler oluşturuyorlar. Aralarındaki daracık sokaklarda, avlularda dolaşmak çok keyifli oluyor. Birkaç eski evin birleştirilmesiyle ortaya çıkarılmış butik otel Anassa Naxos Suites'te kalmak için ilginç olabilir. Sahil bir çok adada olduğu gibi tavernalarla dolu, biz bütün üstünü saran bir asmanın altındaki masaları çok davetkar duran Irini'de yedik, mezelerden ve suflakiden memnun kaldık.

Naxos’un en güzel plajlarında yüzmenin keyfi

Adada plajdan bol şey yok; hem de bir çoğu ıssız kilometrelerce uzanan kumsallar. En ünlüleri limanın olduğu ana köye 15 dakika mesafedeki Plaka. Bu plajın büyük bir kısmında kıyafet mecburiyeti yok. Daha güneye inerseniz Aliko, Pyrgaki plajları var, onlar çok daha sakin. Pyrgaki'deki Finikas adanın en güzel oteli. Önünde neredeyse pudra kıvamındaki kumsalında üç beş şemsiye, beş on şezlong. Elinizde bir kitap sakin birkaç gün geçirmek istiyorsanız Nirvana! Mavinin tonlarından Ege'nin o eşsiz lacivertine dönüşen harika bir deniz, uzakta Ios adası, onun arkasında göremediğiniz, ama orada olduğunu bildiğiniz efsanevi Santorini!

Adanın ünlü sedir ağaçları çalı gibi

Finikas'ın yanıbaşında, plajın bittiği burunda Naxos'un koruma altındaki sedir ağaçları var. Sedir diyince kocaman ağaçlar beklemeyin, Naxos sedirleri çalıdan biraz hallice, biraz fazla büyümüş bonzai'lere benziyor. İki kilometre uzunluğundaki ıssız kumsalda yürüyüşten sonra otele dönünce Finikas'ın yakınındaki Notos adlı salaş taverna dikkatimizi çekti, güneş batmak üzereydi, ağaçların altındaki birkaç masayı birleştirdik, artık uzo vaktiydi. Mezelerimizi yarıladığımızda güneş batmış, ağacın dallarındaki birkaç ampul etrafı aydınlatıyordu. Ertesi sabah bu cennetten ayrılacaktık. Oraya kadar girmişken Naxos'un hemen yanıbaşındaki Paros kaç ve Antiparos kaçırılmamalı. Brad Pitt gibi Holywood yıldızları gidiyorlarmış, bizim de eksik kalmamız olmaz.