Gazete Vatan Logo

National Geographic'in tarih kokan İstanbul'u

"Devirler kapatıp devirler açan şehir İstanbul'un tarihi, National Geographic dergisine konu oldu. Dergi, mart sayısında "İstanbul Haritaları" serisine başladı. Serinin "Tarihi Yarımada"yı anlatan ilk parçasında İstanbul'u İstanbul yapan 400 eseri Murat Belge kaleme aldı

Aya İrini: 4. yy yapısı olan Aya İrini, Roma-Bizans Dönemi eserlerinden. Topkapı Sarayı'nın bahçesinde kaldığı için camiye çevrilmeye gerek görülmemiştir. Aslında Ayasofya'dan daha eski, güzel ve ilginç bir kilisedir. Açık avlusu kalan bir tek o var kentte. Şimdilerde daha çok konserler için kullanılıyor.

Beyazıt Camii: 1506 yılında yapılan camii, Beyazıt Meydanı'na adını vermiştir. Nedense çok kişi gezmeye gelmez, oysa camiinin mimari tarihinde önemli bir yeri vardır. Mimarı bilinmez ama Ayasofya'dan esinlerek yapıldığı bellidir. Külliyesinin binaları, Sahaflar Çarşısı, türbeleri, hepsi ilginç.

Büyük Postane: 1909 tarihli yapı üstünde de yazılı olduğu gibi (eski harflerle) Posta-Telgraf Nezareti olarak yapılmıştı. Mimari akımın en tanınmış örneklerinden biridir. Bu akımın belli başlı özelliği olan, dış yüzeyi kısmen çini ile süsleme uygulaması burada da görülür. Mimarı Vedat Tek'tir. PTT Müzesi de burada.

Vefa Kilise Camii: 11'inci yüzyıl tarihli, Yunan haçı planına uygun, girişi özellikle şık yapılmış bir Bizans kilisesi. Caminin şerefesinde tavus kuşu kabartması olan bir taş vardır. Mutlaka görülmesi gereken bir camidir.

Alman Çeşmesi: Kayser II. Wilhelm tarafından 1901 yılında, müttefik Osmanlı Devleti'ne bir armağan olarak sunulmuştur. Stilize bir şadırvanı andırdığı düşünülebilir.

Arkeoloji Müzesi: Antik dünyada Türkiye'nin yeri düşünülürse (hele Osmanlı coğrafyasıyla) bu müzenin "dünyanın en zengini" olması gerekirdi. Arkeolojiye merakın gecikmişliği ve sınırlılığı yüzünden öyle olmamakla birlikte yine de zengin ve önemli. Vallaury'nin yaptığı bina da ayrıca ilginç. Arkeoloji Muzeleri'nin en eski binası, Topkapı Sarayı'na karar veren Fatih Mehmed'in bu alanda yaptırdığı ilk bina da olan Çinili Köşk'tür. Binanın kendi çinileri olsun, müze olunca getirilenler olsun son derece güzel ve ilginç. Mutlaka görülmeli. Eski Sanayi-i Nefise Mektebi binası şimdi Arkeoloji Muzeleri'nin bünyesinde bulunan Eski Şark Eserleri Müzesi. Sıradan ziyaretçi için çok ilginç olmasa da dünyada sayılı, zengin kolleksiyonlara sahiptir.

Ahrida Sinagogu: 17 nci yüzyıl tarihli yapı, Balat'ta bulunuyor. Belli bir onarımdan geçmiş ama genellikle kapalı. Ohri'den gelen Seferad Yahudiler kurmuş. Varolanların en eskisi olduğu söyleniyor. Bugünkü yapı Lale Devri öncesine ait.

Sultan III. Ahmed Çeşmesi: 18 inci yüzyıl Osmanlı mimarisinin "barok" dönemidir. Bu dönemde ilk anıtsal meydan çeşmeleri yapılmıştır. III'üncü Ahmed'in Saray girişindeki çeşmesi de bunların en görkemlisidir.

Aya Yorgi: Rum Ortodoks Kilisesi 1836 yılında yapılmış. Fener Patrikhanesi'nin kilisesidir. Burayı mutlaka ziyaret etmeli, görmeli. Ahşap Patrikhane binası 80'lerde yeniden yapıldı. Kilisede ahşap (yaldızlı) ikonastasis, görülecek bir sanat eseri. Ayrıca taşınabilir mozaik ikonalar, gümüş azize tabudan v.b. ile Rum Ortodoks dünyasının birçok önemli eşyasına sahip. Fener zaten dikkatle gezilmesi gereken bir semt.

Sirkeci Garı: Alman mimar Jasmund'un yaptığı 1890'da hizmete girmiş olan gar. Bu yüzyılda Avrupa'da yapılmış çeşitli gar binaları arasında bir hayli sönüktür.

Mihrimah Sultan Camii: 1565 yılında, kentin yedi tepesinin en yükseğinde, Kanuni'nin kızı Mihrimah Sultan adına Sinan tarafından yapılmış. Kubbe dört kocaman kemer üstünde duruyor. Bu uygulama sonucunda çok sayıda pencere açmak mümkün olmuş. Ferah ve aydınlık. Depremde hasar gördüğü için yazık ki, kalem işi orijinal değil. Külliyesi de ilginç.

Haberin Devamı