Nakışlı ve çiçekli...

Milano Moda Haftası bu yıl da oldukça iddialı defilelere imza attı. Birbirinden renkli görüntülerin yer aldığı defilelerde erkek modasının geldiği nokta da göz alıcıydı. Dolce Gabbana rengarenk takım elbiseleri, diz üstü trenç kotlarıyla dikkat çekerken Versace renkli eşarpları ve vücudu saran tişörtleriyle dikkat çekti. Vivienne Westwood ise küresel ısınmaya dikkat çekti. Tasarımcı Donatella Versace de şehirli erkeği çöl yaşamına adapte edercesine tercih ettiği bol kesimler ve toprak tonlarıyla beğeni kazandı. Ancak şüphesiz ki en çok konuşulan marka Gucci oldu. Markanın kreatif direktörü Alessandro Michele, altı ayda sektörün markayla ilgili algısını altüst etmeyi başardı.

Dünyanın en değerli ikinci lüks markası

Gucci’nin kreatif anlamda bu hızlı devrimine ihtiyaç vardı. Forbes’e göre dünyanın en değerli ikinci lüks markası. Ancak 2014 gelirleri, satışlarında yıllık yüzde 1,1’lik bir düşüş olduğunu gösterdi. Gucci’nin patronları, hem CEO’yu hem de kreatif direktör Frida Giannini’yi işten çıkardı ve o zaman için bilinmeyen Michele’i bu göreve getirdi... Modada algı her şeydir. Podyumdan verilen mesaj hızla yayılır. Gucci şimdi gençliğe, heyecana ve enerjiye daha yakın bir marka.

70’ler rüzgarı, makosenler logo ile bezenmiş trençkotlar...

Podyumda eski Gucci’nin parçaları da vardı; arkaları ezilmiş mokasen ayakkabılar da, çift G’li kemerler de, logo ile bezenmiş trençkot ve koyu yeşil ile kırmızının 1970’lerin Gucci’sinin renkleri karışımı da. Ama bunlar tamamıyla farklı bir etki yaratacak şekilde tekrar bir araya getirilmişlerdi. Kuliste tasarımcı, markayı şova dahil etmek istediğini ancak onun içinde esir olmak istemediğini söyledi. “Geleceği tercüme edebilmek için geçmişle çalışmayı seviyorum” diye ekledi.

Koleksiyonun uyandırdığı his Fleetwood Mac’i anımsattı. Modeller yakaları bağcıklı bluzlar ve nakışlı, kolları kürklü ipek cübbeler giydi; pembe dantel şortları saç tokası takmış erkekler takip etti. Parlak eşofmanlar Lurex bluzların ve geniş yaka dökümlerinin yolunu açtı. El çantaları Robert Peston saçları olan ve Jarvis Cocker gözlükleri takan erkeklerce taşındı. Desenler, 1970’lerin sitcomlarının çiçekli duvar kağıtlarını anımsattı. Çok güzel nakışlı bir parçaya rağmen erkeksiliğe bir meydan okumaydı. Michele, erkeksiliğin güzellikle ilgili bir şey olduğunu ve bunun nasıl istenirse öyle yorumlanabileceğini söyledi.