Uganda’nın ananasları...

Haberin Devamı

Hakikaten güzeldir... Bugüne kadar marketten alıp yediğiniz ananaslarla uzaktan yakından alakası yoktur. Hem çok büyüktürler hem de şeker gibi tatlı. Tadına doyum olmaz... Nefis bir kokuları ve lezzetleri vardır.

Nereden bu kadar iyi biliyorum? Zira iki yıl önce bugünlerde cemaatin davetlisi olarak Uganda’da idim ve meşhur Uganda ananaslarını yiyordum...

Gazetelerde “Kod adı Uganda’dan Ananas geldi” lafını görünce güldüm kendi kendime...

Şimdi biliyorsunuz Fethullah Gülen’e ait olduğu iddia edilen telefon ses kayıtları var ortada. Ses kaydının bir yerinde Koç ailesine Uganda’dan ananas gönderildiği söyleniyor. Onlar da teşekkür mektubu yazmış.

Millet twitter’da dalga geçti. “Ananas değil elmastır o” diye... Ananas için teşekkür mektubu yazılır mı hiç... sandılar.

Fakat bir yeseniz.. Yemin ederim siz de bir teşekkür mektubu yazardınız... Mustafa Koç bile olsanız!

***


Ama işte Uganda’dan gelen ananaslar, sonra bir yerlerini tırmalar... Her kim Uganda’dan gelen ananası yemiş, beğenmiş ve teşekkür mektubu yazmış ise şu an ayvayı yemekte... Sıra bana ne zaman gelecek diye merakla beklemekteyim... Zira o ananaslardan bana daha sonra da geldi ve ben ister inanın ister inanmayın, arkadaşlarıma aynen böyle bir mesaj atmıştım: “Uganda’dan ananas geldi. Gelin!” (Gelip bende o ananasları yiyenler de hazır beklesin...)

Hakikaten çok ilginç günler yaşıyoruz! Ne olup ne bittiğini anlamak için en az 15 gazetenin manşetine bakmak gereken çokçok tuhaf günlerdeyiz... (Eskiden 10 gazeteydi şimdi 15 oldu!)

Gazete manşetlerini yorumlayıp hakikate varmak da mümkün değil üstelik... Anlayabileceğin tek şey savaşın boyutu... İster inan ister inanma, işler, devlet eliyle banka batırma raddesine vardı!

Bu arada Paris’teki 3 PKK’li kadının MİT tarafından öldürüldüğü iddiası güme gitmekte farkındaysanız.

3 Bakanın rüşvet fezlekesinden de kimse söz etmiyor.

Karadeniz’deki hamsi tükenişinin yavru balık avlamak nedeniyle olduğunun raporlanması da kimsenin umurunda değil.

Savaşa gözünü kapatan bir kısım medya belki bugünlerde en azından çevre haberleri yapar diye umuyor insan ama çevre haberleri de illa bir yerlere dokunduğu için o bile olamıyor.

Bir tek sanat kalıyor geriye... Ama o da olmaz zira günümüz sanatının içinde illa ki muhalefet var. Öyle olmayınca da halkım, natürmordu ne yapsın!

Geriye kalıyor haşhaşiler kimdi, haramiler neredeydi köşe yazıları yazmak..

Bugünlerin tek faydası da bu galiba...

Her gün ayrı bir konuda bilgileniyoruz...

*****


Çocuk geline hayır: İmama da ceza geldi

Çocuk gelinleri önlemek amacıyla Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Diyanet İşleri ortak bir eylem planı hazırladı. Benim çok önceden önerdiğim “imamlar bu tip nikahları kıymasın” fikrim uygulamaya konuldu. Bundan sonra resmi nikah olmadan imam nikahı kıyılamayacak. Bunu yapan imamlara ceza verilecek.

Nedir bu ceza derseniz Kahramanmaraş’ta bir uygulama var. Başkasıyla resmi nikahla evli bir adamı kumasıyla nikahladığı için bir imama bin lira ceza kesildi. Bu uygulama pekala yaygınlaşabilir.

Ama burası Türkiye. İster misiniz bin lirayı gayet ehven bulanlar bu parayı bastırıp yine kafalarına göre nikah kıydırsınlar?

Daha fenası: İster misiniz devlet görevlisi olmayan imamlar ortaya çıkıp kapı kapı dolaşarak nikah kıysın? İmamlık, İslam’da öyle özel bir mertebe değil zira. İddialıysan olursun.

İyi bir deneme. Ancak bu kadarla kalmamalı.

DİĞER YENİ YAZILAR