Benim için ölme!

Haberin Devamı

Bir canavar var ortada. Geleni yiyor, gideni parçalıyor.. Mitoloji bunlarla dolu. Sonunda bir kahraman çıkar ortaya, zekâsını işletir, başka bir yöntem bulur ve canavarı öldürmeyi başarır, insanlık kurtulur vs vs...

Türk polisi bir çeşit mitolojik ejderha. Sokaklarda, meydanlarda toplaşan insan gördü mü kırmızı görmüş boğa gibi kuduran bir canavar.

Hani “bu sefer sakin kalır, uzaktan izler, medeni ülke polisi gibi davranır” diye bir şey yok. Defalarca denendi, sonuç hep aynı. Sen toplanacaksın, slogan atacaksın o seni gazla, zehirli suyla dağıtmaya çalışacak. Sen sinirlenip gençliğine güvenip taş atacaksın, o da sana ölümüne saldıracak...

İki kere iki: Yedi.

Yedi can. Yedi gençlik. Yedi gelecek.

***


Kimseyi affedecek değilim. Böyle olmak zorunda değildi. Ülkenin bu hale gelmesi kaçınılmaz falan değildi. Ülkeyi bugünlere getiren iktidarın ta kendisidir. 31 Mayıs 2013’den önce iyi kötü gidiyorduk. İnsanlar birbirlerinin yüzüne bakabiliyordu. Yan yana oturabiliyorduk. Konuşabiliyorduk.

Dediğim gibi kimseyi affedecek değilim.

Fakat önüne geleni yiyen bir canavarla beyhude savaşmanın anlamı nedir? Aynı şeyi yeniden ve yeniden yapmanın manası nedir?

***


Özür dilerim, çok üzgünüm...

Ama artık kimsenin yasını tutamıyorum.

Afili cümleler yazamıyorum.

Yazılmış afili cümleleri de samimi bulmuyorum.

Her ölümden sonra şiir gibi yazılmış mızıkalı köşe yazılarını zoraki buluyorum...

***


Bir kampanya vardı hatırlayın...

Kürtler, PKK’ya çağrıda bulunmuştu:

“Benim için ölme! Benim için öldürme!”

“Ji bo min nemire! Ji bo min nekuje!”

Aynı şeyi söylemek istiyorum: Benim için ölme Ahmet! Benim için ölme Ethem! Benim için ölme Ali!

Her yer Taksim, her yer direniş falan değil.. Her yer polis, her yer ölüm.

İcazet büyük yerden... Her şekilde aklanacaklar...

O yüzden benim için ölme artık ne olur...

Keşke... Keşke birileri de “benim için öldürme!” dese... Diyebilse...

DİĞER YENİ YAZILAR