Sütunun tepesine çıkıyorum

Haberin Devamı

Artık her şey öyle can sıkıcı oldu, artık her şey o kadar çığırından çıktı, artık her şey o kadar “saçmalıklar” imparatorluğu hallerini aldı ki...

Keşke Gezi Mezi olmasaydı dedim geçen gün...

Kimin hatalı olduğuna dair en ufacık bir kuşkum yok, yanlış anlaşılmasın. Korkumdan da demiyorum bunu. Çok da şahane bir şey çıktı ortaya.. Albümlere bakınca hâlâ da eğleniyorum...

Fakat bu raddeye gelince harbiden “değer miydi” diyorum...

Dün de çok sevdiğim yazar Murat Menteş “veda etti” yazılarına.

Veda etti dediğim lafın kibar gelişi... Barındırmadılar demek daha doğru.

Sağdan soldan herkesi vuruyor bu Gezi...

Yalan bataklığında boğulup duruyoruz..

***


Bu, muhtemelen benim gündemle ilgili son yazım olacak. Bundan sonra Türkiye’nin siyaseti ve siyasetçileriyle kati surette ilgilenmeyeceğim. Zira hiçbirine dayanamıyorum. Ne yaptıklarına dayanabiliyorum ne sözlerine... Bilhassa Başbakan sinirlerimi anlatamayacağım kadar geriyor ki galiba nihai amacı da bu: Sinir gerilmesi, ruh çatlamasından mütevellit kayıplarla, o kesip attığı tırnağından bile çok tiksindiği yüzde 50’den kurtulmak!

İktidara yaranmaya çalışanlara da tahammül edemiyorum. Ne Sezercik Şafakatmacık komedyen/şaklabanlarına ne havada Yiğit Bulut sen geçmişte yazdıklarımı unut başdanış-man/g..ünün kılıyıklarına ne de say say bitmez tükenmez kalem, dolma akıl köşeci/soytarılarına... “Gezi” harbiden milat oldu. Zombi/vampir/yaratık filminde oynuyormuşum da birden çekmeceden vampirleri açık eden sihirli bir fener bulmuş gibiyim. İnsan sandıklarım yaratıkmış meğer! Vay anam vay! Şoklar içindeyim. Feneri kime doğrultsam ya vampir ya yaratık ya zombi çıktı! Bir iktidara yaranma, bir köşesinden olmama, bir programcığını kaybetmeme uğruna ya Rab! Ne köşeciler battı gözümün önünde birrr birrr! Nice demokrasi havarileri, nice semirtik balon, iğne batırılmış gibi pat pat patladı! Bildiğin kuklaya bildiğin dış güçler, faiz lobisi, uluslararası oyunlar (he anam he) papağanına dönüştü! Gözümden sonsuza dek kimler kimler düştü...

Yükselenler de var elbet. Aynı şekilde olumlu bir şekilde şaşırtanlar beni... İsim verip hedef göstermek istemem ama hepsini topun ağzında görüyorum... Yarın değilse öteki gün, öteki gün değilse bir ay sonra... Hepsini tek tek yollayacaklar... Tarihe de “Basındaki Büyük Gezi Temizliği” diye geçecek...

Beni bundan sonra Antakyalı Simeon Stilitis farz edin. Farz edin ki onun gibi kendimi bir sütunun tepesine yerleştirdim. Koruyucu anneliğini yaptığım Çilek bebek ve ben Türk siyasasından mümkün olduğunca kopuk bir hayat süreceğiz sütunun tepesindeki ikiye iki metrekarelik alanda. “Allahım ne kadar boş yazıyorsunuz! Bu köşeyi neden ziyan ediyorsunuz? Kim niye vermiş burayı sana? Kimin nesisisin bacım sen?” diyecekleri şimdiden uyarayım. Evet! Bundan böyle “boş” yazacağımÖ Sütun tepesinden sütun dolduracağım. Tepeden bakınca daha eğlenceli olacak hayat. Hem size hem bize.. Bu da başka türlü bir “veda” olsun

Hayırlısı olsun...

DİĞER YENİ YAZILAR