#diren1940kafası

Haberin Devamı


Mesele çok belli ki bu bir iktidar değil devlet meselesi. Bildiğin paranoyak 1940 devlet kafası.

Marjinal gruplar ve dış mihraklar diye tutturdular şimdi. Meğer bütün operasyonlar marjinal gruplara yönelikmiş. “Siz bilmiyorsunuz aranızda canlı bombalar” var denilip duruluyor...

Meğer canlı bombalar bize zarar vermesin diye koruyormuş bizi devlet!

Devlet bizi korurken 4 kişi hayatını kaybetti, 55 kişi ağır yaralandı, 91 kişi kafa travmasına uğradı, 10 kişi gözünü kaybetti, bir kişinin dalağı alındı... 5 kişini hayati tehlikesi devam ediyor. Bir canlı bomba bu kadar zarar verebilir miydi acaba?

İstanbul Valisi Mutlu daha da İLERİ giderek ilk gün çadır yakanların da MARJİNAL GRUPLAR olduğunu söyledi dün!

Ben TRT’de bir takım içi geçmiş amcaların “bu kesinlikle planlı bir hareket, bir saat içinde insanların meydan meydan nerede toplanacağı emri geldi. Önceden planlanmış olmasa kim nereden bilecek o meydanları” diye konuşmalarıyla twitter’de dalga geçerken (Toplanılan meydanlar: Taksim, Kızılay ve Gündoğdu. Türkiye’nin en meşhur üç meydanı. Burada toplanalım demek mi dev organizasyon?) dünkü Yeni Şafak gazetesi “Twitter Örgütü” manşetiyle çıktı!

MİT Kontrespiyonaj Dairesi, Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Dairesi ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun ortaklaşa hazırladığı ve Başbakan’a verilen raporda yürüttüğü çalışmada tespit edilen isimler ve sosyal medya çalışmaları rapor olarak Başbakan Erdoğan’a verilmiş.

Gezi olaylarını alevlendiren Twitter’daki mesaj trafiğinin merkezinde dört isim yer alıyormuş. Biri Gezi olaylarında öne çıkan bir özel üniversitede görev yapıyor, diğeri ise gazeteciymiş. Biri de yabancı uyrukluymuş. Bu isimler halkı kışkırtıcı mesajları ve polis müdahalesini gösteren fotoğrafları sistemli şekilde yaymış. 31 Mayıs ve 1 Haziran’da tam 15 milyon mesajı tetikleyen bu kullanıcıların Tunus, Libya, Mısır, Yemen ve Bahreyn’deki gösterilerde de aktif olarak yer aldıkları öğrenilmiş.

Vay canına! Ve en aklı başında saydığım muhafazakâr kimseler de buna inanıyor ya! Bak zaten CNN International da boşuna 10 saat yayın yapmamışmış...

Eh 6 Erasamus öğrencisi de Gezi Parkı’nda yakalanmamış mıydı?

Üstelik Erdoğan’ın, Tunus ve Mısır’daki kalkışmalara “Özgürlüklere sahip olmanın haysiyetli mücadelesi” demesine de girmiyorum..

***


Görünen o ki, “bu halk bize bir şey anlatmak istiyor” dememek için devletin bütün organları takla üzerine takla atmakta. Emniyetinden MİT’ine, Valilik müfettişlerinden yandaş basınına tüm birimler, 7/24, Gezi Direnişinin dış mihraklarca organize edilmiş, aslı astarı, mesnedi olmayan menfur bir hareket olduğunu kanıtlama çabasında.

Çılgın bir mesai ile başbakana bu yönde raporlar hazırlamaktalar.

Ve ben ufak ufak anlıyorum ki 1 ay sonra şöyle bir rapor çıkacak:

“Amerika, Avrupa ve Suriye’den çevreci adıyla gelen 5 kişi sözüm ona ağaçlar adına Gezi Parkı’nda çadır kurdu. Erasmus öğrencisi adı altında Türkiye’de bulunan casuslar görevlerinin başına geçti. Kendilerine Yunan, Rus, İngiliz, Doğu Timor ve Moritanya diplomatları tarafından haber verilen dış basın Türkiye’ye geldi. Faiz lobisi, otellerinin balo salonlarını barınak ve revir haline getirdi. Sonra bir sabah gelen emir üzerine marjinal gruplar Gezi Parkı’ndaki çadırları yaktı. Bunun olmasını bekleyen biri yabancı uyruklu olmak üzere 4 kişi daha önceden hazırladıkları metinleri ve fotoşoplu fotoğrafları twitlemeye başladı. İlk üç gün amaçladıkları ayaklanma gerçekleşmeyince BDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ile anlaştılar. Daha önce çekildiği belli olan Önder’in fotoğrafları sosyal medyaya servis edildi. CHP’nin aygıtı Halk TV Washington’dan ve Şam’dan gelen emir üzerine canlı yayına geçti. Ergenekoncu Türk basını fırsattan istifade olayla ilgilendi. Bunun üzerine başörtülü kadınlara saldırı ve tacizler oldu.”

Peki 4 ölü, 55’sı ağır olmak üzere yüzlerce yaralı nereden çıktı?

“Gezi direnişçileri içip içip birbirleriyle kavga etmiştir.”

Buna harbiden hazır olalım. #direndevlet

DİĞER YENİ YAZILAR