Hakiki sorunlara mücehhez bir yönetim istiyoruz

Haberin Devamı

İngiltere’de bulunduğum zamanlarda pub’lar 11-11 arası açıktı. Sabah 11’de açılır, gece 11’de kapanırdı. Barlar ise gece yarısı 1’e kadar açıktı. Diskoları şimdi çok iyi hatırlamıyorum ama sabaha kadar değil.

Pub aslında Public House’un kısaltması. Bire bir Türkçe’ye çevirecek olursak “Halk Evi” demek. Kraliçe Victoria döneminde, kömür sıkıntısı nedeniyle hem tasarruf olsun hem de fakirler evlerinde donmasın diye kurulmuşlar. Her mahalleye bir adet. İngilizler çok alışmış akşamları bir araya gelip sohbet etmeye, yemek yemeğe ve içki içmeye, kömür sıkıntısı bittikten sonra da public house’lar (veya şimdiki adıyla pub’lar) varlıklarını sürdürmüş.

Ben oradayken, bu pub’ların kapanış saati 12’ye alınsın diye bir öneri gelmişti. En çok kim karşı çıkmıştı biliyor musunuz?

Hayır, alkolizmle mücadele dernekleri değil.

Pub sahipleri!

Şöyle diyorlardı: “Düzenli içki içen insanların her gece içmek istedikleri içki miktarı bellidir. Diyelim John her gece 4 bira içecektir. Mary ise 2 kadeh şarap. Pub, 11’e kadar da açık olsa, 12’ye kadar da açık olsa içmek istedikleri ve içecekleri içki miktarı budur. 3 saat yerine 4 saatte içecektir. Ben daha fazla kazanmayacağım. Ama elemanlarım 1 saat daha fazla çalışacak, onlara 1 saat daha fazla ücret vermek zorunda kalacağım. Üstelik ben de evime daha geç gideceğim. Hiç gerek yok.”

Yasa o tarihte değişmedi.

Yasa, 2005’ten sonra yumuşadı. 12’ye veya 1’e kadar açık kalmak isteyenler izin için başvurabilir hale getirildi. Fakat wikipedia’dan okudum çoğu pub başvurmamış. 11’de kapatmayı tercih etmiş.

***


22’den sonra artık büfelerden, bakkallardan içki alamayacağız bundan sonra. İçki içmek isteyenler bundan sonra tedarikli olacak ve tıpkı İskandinav ülkelerinde olduğu gibi evlerine içki yığacak.

“Çocukları korumak adına” lafının arkasına sığınıp daha birçok şey yapılabilir.

Fakat bu duyarlılık neden GDO’lu gıdalar için, nükleer enerji için, balık avcılığı için yoktur?

“Sarhoş gençlik” istenmiyor ama “kanserli gençlik” oluyor öyle mi?

Onun mahsuru yok öyle mi?

Sağlıklı gençlik isteniyor, bilgiyle mücehhez gençlik isteniyor ama mesela balık yiyemeyecek olması önemli değil öyle mi?

Balıkçılar yasağa rağmen her boy balığı şakır şakır avlıyor, pazarlarda, marketlerde, lokantalarda yavru balıklar satılıyor.

2050’de denizlerde balık kalmayacakmış, hiç önemli değil.

Nükleer atıkları ne yapacakmışız hiç önemli değil.

“Ayık gençlik” olsun yeter.

Avrupa örnek alınıyorsa, düşünce özgürlüğü konusunda da örnek alınsın o vakit.

Hapishane koşulları, yargılanma koşulları da örnek alınsın o vakit.

Türkiye’nin en büyük derdi alkolizm değil.

Çok daha hayati yetersizliklerimiz var.

Hakiki sorunlara mücehhez bir yönetim istiyoruz.

***


Ahmet Hakan, “herkes cümleye içki içmiyorum ama yasaklara karşıyım” diye yazıyor demiş. “Bir babayiğit de içki içiyorum demiyor” demiş.

İçki içiyorum, içmeye de devam edeceğim. Ne zaman içip içmeyeceğime de kendim karar veririm.

DİĞER YENİ YAZILAR