Efes Pilsen Kıbrıs Blues Festivali notlar

Haberin Devamı

- Efes Pilsen’in her yıl düzenlediği dev Blues Festivali’nin Kuzey Kıbrıs ayağını izlemek üzere Girne’ye geldim. Bu yılın sanatçıları Billy Branch, grubu The Sons of Blues, Zora Young ve Smokin’ Joe Kubek ile Bnois King.

- Efes Pilsen Blues Festivali’ni gazeteciliğe ilk başladığım yıllardan beri izliyorum. Bu yıl 23.’sü yapılıyormuş. Vay canına dedim.. Ben emekli olacağım, onlar hâlâ aynı coşkuyla devam ediyor.

- Türkiye gibi Blues müziğine gayet uzak bir ülkede, Efes Pilsen’in yaptığı son derece cengâverce aslında. Üstelik hadiseyi İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerle sınırlı tutmuyor. Diyarbakır, Trabzon, Erzurum, Gaziantep, Kayseri, Denizli gibi şehirler dâhil ülkenin hemen hemen her şehrine götürüyor.

- Bu yıl 20 şehir dolaşıyor festival. 22 yılda ise toplam 355 konser verilmiş. Konserleri 425 bin kişi izlemiş.

- İki sene önce Diyarbakır’daki ayağını izlemiştim. “Diyarbakır’da Blues ne kadar ilgi çekebilir ki?” demiş ve gidip görünce ağzımın payını almıştım. Çoğunluk erkek de olsa epeyi bir kalabalık toplanmıştı. Üstelik coşkuyla da dans ediyorlardı. Müzisyenlerle çarşı içinde gezerken gördükleri muazzam ilgiden ise hiç söz etmeyeyim...

- Girne’deki konserde yaş ortalaması bir hayli yüksekti. Aa nasıl olur dedim önce, sonra fark ettim ki o orta yaşlılar, Kıbris’ta yaşayan emekli İngilizler! Deli gibi bira içip çılgın gibi dans ettiler! Ne mutlu onlara! Allah hepimize böyle bir emeklilik versin...

- Daha fazla bilgi için:

Sivrisinek Cennetinde bir gece

Bana kalırsa ismi pekâlâ “Kuzey Kıbrıs Sivrisinek Cumhuriyeti” olabilir. En son bu yoğunlukta sivrisineğe Özbekistan pamuk tarlaları arasındayken rastlamıştım. Bir sivrisinek bulutuyla dolaşıyorsunuz. Pek de zeki ve marifetliler. Giysi üzerinden de sokup kanınızı emebiliyorlar. Üstelik çok enteresan tiplemeler mevcut. Mesela siyah üzerine beyaz puantiyeli bir modele rastladım ki öldürmeye kıyamadım, o derece. Uzman kişilere göre yavruyken böyle oluyormuş. Ay dedim ne cici! Martı yavrusu gibi.

Sivrisinek, sıtma taşıyan cins olmadığı sürece dünyanın sonu değil.

Huzur kaçırıcı ama çaresi var. Nedir mesela? Cam ve balkon kapılarına sineklik takmak. Veya odalarda sivrisinek kaçıran elektrikli aparatlardan bulundurmak. Olmadı resepsiyonda fısfıs bulundurmak.

Kaldığımız otel Jasmine Court Otel. Otelin olağanüstü demodeliğine hiç girmeyeceğim. Yenilemek para ister, zevk ister vs. Fakat bir sivrisinek deryası ortasına bir otelde, yukarıda saydığım hiçbir önlemin olmamasına ne demeli?

Gece yarısı, kudurtan kaşıntılarla uyanıp resepsiyonu aradım. Dedim “ölmek üzereyim. Lütfen bir fısfıs...” “Tabi efendim, derhal.”

Bir saat sonra, tableti kullanılmış bir elektrikli aparat geldi. Tableti taze dahi olsa başımdaki bulutu kovabilmesi için aralıksız 10 saat çalışmış olması lazım.

“Allah rızası için fısfıs” diye yalvardım tekrar.

Bir saat sonra telefon. “Bulamadık. Yerine sıvılı aparat versek?”

“Peki dedim neden camlarda tel yok?”

Cevap: “Camlara sineklik takmadık çünkü siz de takdir edersiniz ki estetik değil”

Ay dedim ne cici... O an “Bataklığın Estetiği” diye bir roman yazmaya karar verdim... Siyah üzerine beyaz puantiyeli bir sivrisineğin gözünden Kıbrıs... Mmmmm.... Nefis olacak...

DİĞER YENİ YAZILAR